Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu yazdıklarım en çok ‘endişeli anneler’i ilgilendirecek, biliyorum. Yeni nesil annelere ben böyle diyorum, endişeliler. En çok da çocuklarına yedirdikleri şeylerle ilgili. Haklılar.

        Bu kez konu tazelik. Kadınları en çok korkutan şey, süt ve tavuktaki tazelik kaybı. Markette soğuk alanda olması kimseyi ikna etmiyor, rafın en arkasına uzanıp, en son geleni, olabildiğince soğuk olanı arıyorlar. Haklılar.

        Geçtiğimiz hafta posta kutuma bununla ilgili bir mail düştü. Sedef Yeni Nesil A.Ş şirketinin Pazarlama Direktörü Ahu Sedef Demir’den. Et, deniz ve süt ürünleri, sandviç ve salata gibi taze paketli ürünlerin üretiminden tüketiciye ulaşana kadar geçen süredeki sıcaklık değişimlerinin öneminden sözeden Demir, bu konuda geliştirdikleri yeni bir sistemi anlattı. Konu çok uzun, özetlemeye çalışacağım.

        Sedef Demir’in anlattıklarına göre bu ürünlerin, üretici, bayi, market ve bakkal zincirinde yer alan aktarma noktalarında termal örtüler ile korunmayan ve soğutulmayan birçok bölüm var. Bunun yanı sıra şehir içi dağıtımlarda frigorifikler, durkalk nedeniyle tam performansla çalışamıyor. Klima ile soğutma sistemlerinde ise ek maliyet doğuyor. Oysa taze ve işlenmiş et ürünlerinde, raf ömrüne katkıda bulunan ambalaj sistemleri hem tüketiciye yarar sağlıyor hem de perakendeci için maliyetleri düşürmek anlamına geliyor.

        Bu ambalaj sistemi de ‘sıcaklık zaman etiketleri.’ Gıda maddesinin üzerine takılan akıllı etiketler, ürün üreticiden tüketicinin evine kadar geçen sürede soğuk zincir kırılmışsa renk değiştiriyor. Ve tüketici, bu ürünü tüketmeyeceğini anlıyor. Böylece sevkiyat esnasında güneş altında unutulmuş bir koli ürün diğerlerinden ayrılabilirken, tüketici de buzdolabına yerleştirmeyi unuttuğu gıda maddesinin tüketime uygun olup olmadığını anlayabiliyor. Günümüzde tüketiciler hala raf ömründen önce bozulan ürünler ile karşılaşabiliyor, bu, kafa karıştırıcı ve maliyetli bir tecrübe. Raf ömrü kodları, bir ürünün üzerinde yazan saklama koşullarına uyulacağı varsayımından yola çıkılarak hesaplanıyor. Yani bu pasif kodlar, gerçek hayatı canlandıramaz, takip edemez ve beklenmedik bir durumda uyarı gönderemez. İşte bu etiketler, bu boşluğu dolduruyor. Sedef A.Ş, ısıya duyarlı etiketler için biri Alman, diğeri İsrailli iki firmanın distribütörlüğünü alan Sedef A.Ş, kendi üretimi termal örtüleri de pek çok ülkeye ihraç ediyor. Bu örtüleri şu anda Şok marketler, Türk Hava Yolları ve Migros’un sanal marketi kullanıyor.

        Şirket, termal örtülerle geçtiğimiz yıl sadece bir market zincirinde 7 milyon liralık israfı önlemiş. Bu etiketler bunun bir adım sonrası. Şu anda pek çok market zinciriyle görüşülüyor.

        ABD ve Japonya’da örnekleri var

        Etikette olması gereken renk gri. Ancak ürün tazeliğini kaybetmişse beyaza dönüyor, kırmızı bir işaretle ‘tüketmeyin’ deniyor. Bu uyarı, okuma bilmeyenlerin bile anlayabileceği şekilde düzenlenmiş. Sedef Demir, yurtdışındaki örneklerden de söz etti: “ABD ve Japonya’da raf ömrünün dolması yaklaşan ürünler, özel alanlarda indirimli fiyatlarla satışa sunuluyor. Orada da ürünün üzerindeki akıllı etiketler, sürenin dolmaya yaklaştığını renk değiştirerek haber veriyor. Böylece marketteki israf önleniyor, ürünü hemen o gün tüketicecek olanlar da daha düşük fiyatla sahip olabiliyor. Geçtiğimiz yıllarda Ankaralı bir yerel zincir de bu sistemi denemişti.”

        Diğer Yazılar