Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Öğrenci sayısı az olan ama tüm öğrencilerin ödevlerini iyi yaptığı, dersine iyi çalıştığı seçmece bir sınıfa benziyor pikap sınıfı.

        Aslında sınıf o kadar başarılı ki, pek çok üretici de bu sınıfa kaydolmak için hazırlıklarını yapmakta. Biz ise eldeki mevcutların neredeyse tamamını deneyip sizler için yazdık. Toyota Hilux, Mitsubishi L200, Volkswagen Amarok ve bugün anlatacağım Nissan’ın yeni Navara’sından sonra yazmadığımız bir tek Ford’un Ranger’ı kalacak ki, onu da ilerleyen haftalarda ölmez sağ kalırsak yazarız. Nissan, bu sınıfın en iddialı oyuncularından. Toyota Hilux ile ilgili yazımdan sonra Nissan Genel Müdürü Sevgili Sinan Özkak aramış ve “Bizim yeni Navara yakında gelecek. Onu mutlaka görmeniz lazım. Çok iddialıyız” demişti. O gün bugündür yeni Nissan Navara’yı bekliyordum. Sonunda geçen hafta yeni Navara ile tanıştık. Gönderdikleri otomobilin rengi o kadar etkileyici ve aracın tarzı ile o kadar uyum içindeydi ki, ilk intiba fazla olumlu oldu. O akşam eski dostlarla buluşup yemek yiyecektik. Ertuğrul Özkök, Güneri Cıvaoğlu, Mehmet Y.Yılmaz, Mustafa Oğuz, Hasan Cemal, Kanat Atkaya, Ali Esad Göksel ve ekibin yeni üyeleri Levent Özçelik ve Servet Severöz’le Vault Hotel’de, Muhittin’in hazırladığı yemekleri denemek için buluşacaktık. Ben de buluşmaya Nissan Navara ile gittim. Navara’yı gören Ertuğrul Özkök bayıldı ve eşi için bir tane edinmeye karar verdi. Yani görüntü ve renk gerçekten çok etkileyici. Navara’nın ön tarafı hayli heybetli. Geniş ve çıkıntılı çamurluklar güç gösterisi gibi. Geniş kaput üzerindeki çizgilerle sporcu bir izlenim veriyor. Büyük xenon farlar ve geniş, krom çerçeveli ızgara şık. Sis farlarının çerçevelerindeki krom üst tarafla alt tarafı çok iyi bütünleştiriyor.

        Krom aynalar da devamlılığı sağlıyor ve çok güzel duruyor. Tavan çıtaları havalı, kapı altındaki basamak ise çıtalarla uyumlu.

        Kamyonetin arka tarafı da aynen ön taraf gibi heybetli. Tek gariplik, kamyonetin yükleme alanının da otomobille aynı şekilde metalik sarı, altın renge boyanması. Bu kadar şık boyalı bir alana eşya yüklemek olacak iş değil. Oraya ya ahşap ya da kauçuk bir zemin koymak şart. Yoksa yazık olur. Orta konsoldaki ekran ve kontrol düğmeleri güzel. Ekran olarak Toyota Hilux daha başarılı ama genel görünüm olarak Navara daha iyi diyebilirim. Müzik sistemi idare eder. Otomatik vites kolu istenirse vitesli kullanıma da imkân sağlıyor. Vites kolunun önünde, klima kontrollerinin hemen altında ise otomobilin arazi kabiliyetini sağlayan diferansiyel seçenekleri ve kilitlerini isteğinize göre gerçekleştiren yuvarlak bir düğme var. Nissan’ı sınıfındaki diğer araçlardan ayıran özellikleri ise otomobili, özellikle arazide kullanmaya başladığınız zaman ortaya çıkmaya başlıyor. 2.3 litre hacmindeki 190 beygirlik bir turbo motor 420 NM gibi muhteşem bir torka sahip ki, bu bir arazi otomobili için çok değerli bir özellik.

        Son sürati 185 kms olarak görebildim. Hızlanma değerleri bir pikaptan beklenebileceği kadar. Nissan, bir önceki nesil Navara’ya göre motoru 200 cc küçültmüş ama performansı yüzde 25 civarında artırmış.

        BU SINIFTAKİ TÜM ARAÇLARIN ORTAK ÖZELLİĞİ, FİYAT AVANTAJI

        Navara’nın yakıt tüketimi de fena sayılmaz. Yüz kilometrede 10 litre civarında bir yakıt tüketiyor. Fiyatı ise 4 çeker olmayan ve motor gücü 160 beygir olanlarda 80 bin TL’den başlıyor.

        4 çeker 190 beygir olanlarda ise 116 bin TL’ye ulaşıyor. Yani rakipleriyle hemen hemen aynı.

        Sonuç olarak şunu söylemem lazım.

        Navara konfor açısından rakiplerinden önde.

        Bu sınıftaki tüm araçların ortak özelliği ise fiyat avantajları.

        Pikap sınıfı artık çok ama çok konforlu.

        Bu araçlar arka tarafları kamyonet şeklinde olmasa, sundukları performans ve arazi yetenekleriyle bugünkü fiyatlarının üç katı civarında bir fiyata satılırlar. Yani fiyat olarak çok avantajlı bir sınıf.

        Olaya bir de şöyle bakarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

        Mesela ABD’de 50 bin dolar olan bir otomobil, Türkiye’de 200 bin dolar civarında bir fiyata, yani 4 hatta 5 katı fiyata satılıyor. Buna karşılık Nissan Navara veya Toyota Hilux gibi pikapların ABD versiyonları ABD’de 25 bin dolar civarındayken Türkiye’deki fiyatları yaklaşık 30 bin dolar karşılığı, yani hemen hemen aynı oluyor. Bu da bu sınıfın niye giderek daha fazla pazar payı elde etmeye başladığını açıkça gösteriyor.

        Navara’nın sınıfındaki diğer tüm araçlardan en önemli farkı ise süspansiyonu. Çok açık söylüyorum, ben ne bir pikapta, ne de çok lüks olanlar hariç bir arazi aracında böyle başarılı bir süspansiyon gördüm. Navara’nın süspansiyonu, hiç tartışmasız sınıfının uzak ara en iyisi.

        Diğer Yazılar