Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE'nin en başarılı ve en eski yapımcılarından biri, çok eski bir dostumdur.

        Zaman zaman buluşur, geyik yaparız.

        Dün de uzun bir öğle muhabbeti için bir aradaydık.

        Keyfi yerindeydi.

        Yine bir dizisini yurtdışına satmıştı.

        Üstelik de, orijinali Amerikan olan bir uyarlama dizisini.

        "Orijinali varken niye senin uyarlamanı alıyorlar?" diye sordum.

        "Çünkü orijinali bu bölgenin kültürüne uygun değil" dedi.

        Kültür dediği, televizyon izleme kültürü.

        "Amerikan versiyonu hızlı, tempolu. Dizinin orta yerinde kalkıp iki dakika tuvalete gitsen, dizinin geri kalanını anlamama ihtimalin var. Amerikan dizilerini izlemek için yetişkinler ekranın karşısında konsantre biçimde oturacak ve gözünü kırpmadan izleyecek. Yoksa konuyu kaçırırsın. Bu yüzden Amerikan versiyonları bu coğrafyada tutmaz" dedi.

        "Peki sizinkinin ne farkı var?" dedim.

        "Tempo farkı var. Biz aynı hikâyeyi, aynı senaryoyu yavaşlatıyoruz. Yayıyoruz."

        "Niye?"

        "Çünkü bizde televizyon Amerika'da ya da Batı Avrupa'da olduğu gibi izlenmiyor. Bir yandan dizi izliyor aileler, bir yandan çocukla uğraşıyor, bir yandan çay servisi yapıyor, bir yandan telefona bakıyor, bir yandan küçük çocuğu yatırıyor, büyük çocuğun dersini çalışıp çalışmadığını kontrol ediyor. Tüm bunları yaparken de dizi izliyor. Tempo düşük olduğu için, tüm bu yan uğraşlara rağmen diziyi kaçırmıyor, konuyu atlamıyor. Belki birkaç sahneyi göremiyor ama sonuçta işin aslına hâkim olmayı sürdürüyor. Kaçırdığı bir iki sahne var ise de onu da haftaya özet bölümde izliyor."

        "Bunun yurtdışına satıştaki avantajı ne?"

        "Çünkü Türkiye, Arap coğrafyası, Doğu Avrupa ve hatta Akdeniz ülkeleri de böyle izlemeyi seviyor dizileri. Koştura koştura değil, sindire sindire. Bu yüzden Türk dizileri her yere satılıyor. Türkiye'ye büyük paralar kazandırıyor."

        Hollywood engellemeye çalışıyor

        AMERİKALILAR ne diyor bu işe?

        "Geçenlerde Amerika'daydım" diye anlatıyor dostum.

        "CBS'in Başkanı orada olduğumu duymuş. Aradılar. 'Görüşmek istiyor' dediler. Şaşırdım 'Ne görüşecekmiş" diye sordum. Bu kez onlar şaşırdılar; çünkü adamla görüşmek için neredeyse bütün film endüstrisi aylarca randevu bekliyor. Neyse gittim adama. Bana bir saatini ayırmış. Onların bir dizisinin Türk versiyonunu çekiyoruz. Onu izlemiş. 'İlginç buldum. Kendine has bir çekiciliği var' dedi. Ben de ona o çekiciliğin ne olduğunu sana anlattığım şekliyle anlattım. 'Bundan sonra yapacağınız şeyleri paylaşalım. Birbirimizden öğreneceğimiz şeyler var gibi görünüyor' dedi."

        "Yani CBS'in dizi konusunda bizden öğreneceği şeyler mi var!"

        "Varmış. Bugün dünyada kendi dilini konuşmayan ülkelere dizi satan iki ülke var. Biri Amerika, biri Türkiye. Türk dizileri, Türkçe'den farklı çeşitli dillere sahip ülkelerde gösteriliyor ve iyi reyting alıyor. Bunu yapan başkası yok. Fransızlar, Fransızca konuşan ülkelere satış yapıyorlar. Ama mesela İspanyollar, İspanyolca konuşan ülkelere bile satış yapamıyorlar. Ama Türkiye her yere dizi satıyor."

        "Peki Hollywood bundan rahatsız değil mi?"

        "Rahatsız olmaz olur mu! Satış yaptıkları kanallara Türkiye'den dizi almamaları için baskı yapıyorlar. Geçen sezon Muhteşem Yüzyıl İspanya'da gösterilecekti. Amerikalılar, zorla engellediler. 'Türkiye'den dizi alırsanız, bizden aldığınız film ve dizilerin fiyatları yükseltiriz' diyorlar. Ama bu her zaman tutmuyor. "

        "Türk dizi sektörü bu durumu sürdürecek yapıya sahip mi? Yoksa Hollywood ezer mi bizimkileri!"

        "Eskiden biz dizileri çekerken Türkiye'de bir kanala satardık ve ona göre bir bütçeyle çekerdik. Şimdi yurtdışına yapacağımız satışı da düşünüyoruz ve ona göre daha kaliteli, daha masraflı işler yapıyoruz. Bunlar dizilerin kalitesini artırıyor ve satış şansını da yükseltiyor. Artık bu pazarda Türk dizi yapımcıları da var. Bunu herkes kabul etti."

        Türk kültür emperyalizmi

        TÜRK dizilerinin diğer ülkelerde popüler olması, o ülkelerde bazı siyasi rahatsızlıklar da yaratmış.

        Dostum şöyle anlatıyor durumu:

        "Türk dizileri Rusya'da büyük popülarite yakalayınca Rusya'da bize karşı yasal düzenleme yaptılar. 'Rus dilini ve kültürünü koruma' adı altında Türk dizilerinin yayınlanmasına kısıtlamalar getirdiler. Pazarı bize kapatmaya çalışıyorlar. Ama Ukrayna ve Kazakistan, Rusların bu isteğini kabul etmedi. Bu ülkeler Türk dizileri alıp yayınlamaya devam ediyorlar."

        Ya diğer Türk cumhuriyetleri.

        Onlar da Rusya'nın kuyruğuna takılmışlar.

        "Azerbaycan da 'Azeri dilini dış etkilerden korumak ve bozulmasını önlemek' bahanesine sığındı ve Türk dizilerini yasakladı. Azerbaycan'da da Türk dizilerini gösteremiyor kanallar."

        Buna karşılık Yunanistan, Türk dizilerine kapılarını açık tutuyormuş.

        Peki ya Arap ülkeleri, Türk dizilerinden rahatsız değil mi?

        "Hayır değil" diye anlatıyor dostum. "Çünkü Türkiye'de biz kendi dizilerimizi çekerken de, uyarlama senaryoları çekerken de bunların ailece izlendiğini göz önüne alarak çekiyoruz. Yani bazı hassasiyetlere dikkat ediyoruz. Bu da bize güneyimizdeki pazarlarda daha büyük şans veriyor. Rahatsız edici olmayan bir modernizmi sunuyoruz onlara."

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Fazla bilediğimiz bıçağın önce kendi elimizi keseceğini unutmadığımız zaman.

        Diğer Yazılar