Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Standard&Poor's (S&P) Türkiye'nin kredi notu görünümünü "pozitiften "durağan"a çevirince sanki kıyamet koptu.

        Başta Başbakan olmak üzere yetkililer S&P'ye ağır eleştiriler yönelttiler. S&P yöneticileri bunlara karşılık verince ortalık daha da karıştı.

        Oysa deneyimlerim, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları ile ilişkilerin profesyonel düzeyde sürdürülmesinin çok daha gerçekçi bir yaklaşım olduğuna işaret ediyor.

        Siyasiler işe girince, doğrular ile yanlışlar birbirine karışıyor. İş içinden çıkılmaz bir hale dönüşüyor.

        BİR ANI

        Yıl 1998 idi. Berlin'de yapılan IMF-Dünya Bankası Yıllık Genel Kurul Toplantılarına Hazine Genel Müdürü olarak katılıyordum.

        O tarihlerde uluslararası tahvil piyasalarına yeni yeni çıkıyorduk. Japonya'dan sonra Euro Bond piyasasında da tahvil çıkarıp Hazine'ye kaynak sağlamıştık. Piyasa bize bu konuda destek veriyordu. Kredi derecelendirme kuruluşlarından alınmış bir notumuz da yoktu.

        İşte bu durumdayken S&P ilgilileri Berlin'de benden randevu istediler. "Biz Türkiye'ye not vermek istiyoruz" dediler.

        "Teşekkür ederiz, almayalım" yanıtını verince "Eğer beraber çalışırsak birbirimizi daha iyi anlarız, biz de işimizi buna göre yaparız. Yok, eğer istemezseniz bulduğumuz veriler ve bilgilerle size not veririz" dediler.

        Konuyu yukarıya, Turgut Özal'a götürdük. Turgut Bey "Tabii beraber çalışacağız" dedi.

        Bu çalışmalar sürerken JP Morgan yetkililerine bize danışmanlık yapmalarını önerdim. Kabul ettiler. O tarihlerde JP Morgan ile S&P'nin Wall Street'teki ofisleri birbirinden 50 metre uzaklıktaydı.

        Ne var ki Turgut Bey duramadı ve işe karıştı. "A" notu almak istiyordu. Japonya'ya yaptığı seyahatte konuyu en üst düzeydeki yetkililere açıp, Japon Credit Rating Agency'ye (JCR) baskı yaptı. Bize A notunu vereceklerine inandı.

        Sonunda bu ilişki ve baskı ters tepti. JCR not vermedi. S&P den BBB notunu aldık.

        PROFESYONEL İLİŞKİ KURMAK GEREK

        Kıssadan hisse: Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarıyla ilişkilerin, siyasileri işe karıştırmadan profesyonel bir tarzda ve sürekli bir biçimde kurulması gerekir.

        Bunun için üç ayaklı bir yapıyı oluşturmak lazımdır.

        ■ Uluslararası düzeyde deneyimli ve güçlü bir ya da birkaç danışman tutmak şarttır. Birçok ülke bu yolu seçmişlerdir. Biz de ilk notumuzu alırken aynı şeyi yaptık.

        Bu danışmanlar kredi derecelendirme kuruluşlarıyla sürekli bilgi alışverişinde bulunup notla ilgili lobi faaliyetlerini yürütürler.

        ■ Hazine ya da Merkez Bankası'nda reyting konusunu bilen, bu kurumları yakından izleyen ve diğer ülkelerle karşılaştıran bir birim kurulmalıdır.

        ■ Türk yetkililer her fırsatta kredi derecelendirme kuruluşlarını ziyaret etmeli ya da onların Türkiye'ye daha sık gelmeleri konusunda çaba sarf etmelidirler.

        Bu yapıda konuyu siyasileştirme en son düşünülecek seçenek olmalıdır.

        Kredi derecelendirme kuruluşlarını "düşman" gibi görerek bir yere varamayız. Sadece seçmenleri tatmin ederiz.

        Diğer Yazılar