Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bardağın dolu tarafından bakacak olursak, yeni bir takım olmanın dezavantajlarını yaşadığı süreçte CSKA Moskova gibi “taş” kıvamında bir rakiple oynayarak THY Euroleague’e başlamak Galatasaray Odeabank için bir bakıma şanstı.

        Çok yetenekli oyunculardan kurulu bir takım olmanın ve uzun zamandır bir arada oynamanın artısıyla CSKA’nın, iyi durumda bir Galatasaray’ı evinde yenmesi de sürpriz sayılmazdı. Üstüne üstlük Euroleague’in son şampiyonu CSKA’nın silahları dün kusursuz işliyor ve zaten kalite olarak üstün olan Rus ekibi Teodosic ve De Colo ile “makine düzenini” sahaya tüm şıklığıyla yansıtıyordu. Teodosic’in ikinci çeyrekte üst üste dört üçlüğüyle G.Saray’ı sendeleten CSKA, son çeyrekte bu kez De Colo ile Sarı-Kırmızılılar’ın tüm direncini kırıyordu. Dolayısıyla, 25 sayılık yenilgi ilk bakışta can sıkıcı görünse de, kötü durumda iken CSKA’ya kaybetmiş olmanın, hele de sezon başında hazırlıksız yakalanmışken çok da “baş ağrıtıcı” olmadığını söyleyebiliriz.

        Gelelim bardağın “boş” olan kısmına...

        Coach Ergin Ataman’ın da geldiği günden bu yana “haz etmediği” Justin Dentmon’ın, oyun kurgusuna guard olarak bir şey veremediğini tartıştığımız sırada sahadan atılışını izledik. Kurallar apaçık ortada iken, ilk çeyrekte uyarı alıncaya kadar 1-2 kez, ikinci çeyrekte ise arka arkaya 4-5 kez hakemleri aldatmaya yönelik hareketleri arka arkaya sıraladı. Üst üste iki teknik faul alarak da profesyonelliğe hiç yakışmayan bir şekilde oyundan atıldı. Kısacası 12 dakikada 0 asistle soyunma odasına giderken, bırakın katkıyı, takımına zarar verdi. Oyun kurucu pozisyonunun ne onunla ne de bir parlayıp bir sönen “saatli bomba” Russ Smith’le dolmayacağı, yine ağırlıklı olarak tüm yükün Sinan’ın üzerine kalacağı izlenimine kapıldık.

        Tek sorun bu muydu; tabii ki hayır. Sarı-Kırmızılı takımın esas sıkıntısı, hazırlık sürecinden beri alarm veren savunma... Öyle bir ilk çeyrek oynandı ki, akıl sır ermez... CSKA Moskova, kısalarıyla sürekli penetre edip, ya bitirerek ya da uzunları bomboş pota altında topla buluşturarak neredeyse hiç şut kullanmadan 24 sayı buldu. Çeyreği şut atmadan farklı önde kapayıp rekor kıracaklardı ki Fridzon’un üçlüğüyle daha ilk periyot sonunda 9 sayılık farka ulaştılar. Ve ilk yarı biterken, 45 sayı ile CSKA gibi bir rakibe karşı önemli bir skor yakalayan Galatasaray potasında 57 sayıyı görmüştü bile!..

        CSKA gibi, bu sezonun da en büyük favorilerinden biri olan bir rakibi atarak yenmenin mümkün olmayacağı ortadaydı. Ancak “yolgeçen hanı” kıvamındaki savunma ile son şampiyondan 109 sayı yiyen bu takımın, sezon boyunca olağanüstü bir değişim yaşaması, en azından Daye ve Pleiss gibi yumuşak ve ağır uzunlarla mümkün görünmüyor...

        YABANCI MADDELER

        Taraftarlar, destek açısından Avrupa’nın en etkili atmosferlerinden birini yaratsalar da, gerilimin yükseldiği anlarda bu büyük güç kontrolden çıkabiliyor. Sahaya atılan yabancı maddeler, zaten geçmiş yıllardan “sabıkalı” olan Galatasaray’ın başını umarız ağrıtmaz.

        Diğer Yazılar