Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fenerbahçe’nin, Euroleague’de arka arkaya aldığı iki yenilginin ardından, Olympiakos’u deviren Galatasaray’la oynayacağı derbi kafalarda “Acaba Ülker Arena’da bu kez döngü değişecek mi?” sorusunu uyandırmıştı.

        Ancak Sarı-Lacivertliler, derdi tasayı, yol yorgunluğunu bir kenara bırakıp, “derbi moduna” geçince ve boyalı alanda sahip olduğu “ezici” üstünlüğü savunma düzeyiyle birlikte net biçimde açığa çıkarınca sürpriz olmadı.

        Galatasaray, belki de Olympiakos karşısında kendisine maçı kazandıran o görkemli üçlük yağmuruna aldandı. Cimbom’un 10’da 8 üçlük isabetiyle 9 sayı öne geçtiği ilk 14 dakikalık sıra dışı süreçte dahi Fenerbahçe’nin pota altındaki hakimiyeti, oyunun akışına dair çok önemli bir veriydi. Vesely’nin iki potada da fırtınalar estirdiği bu evrede açığa çıkan “suni farkın” bir noktada son bulacağı, 3 sayı yüzdesinin düşeceği, kısacası G.Saray açısından bu şekilde kazanmayı hesap etmenin ancak “macera” olacağı da ortadaydı. Ne zaman Cimbom’un yüzdesi düşüp, şutlar çemberden sekmeye başladı, Fenerbahçe ribaund üstünlüğüyle topu rakip alana daha çabuk taşıyıp, tempoyu artırarak, 3,5 dakikada 13-2’lik seriyle bir çırpıda öne geçti.

        Düşen 3 sayı yüzdesiyle birlikte Galatasaray’ın, bu sezon başını ağrıtan kırılganlık devreye girdi. 9 sayı (26-35) önde olduğu 14. dakikadan, 24 sayı geriye düştüğü 34. dakikaya kadarki skor (78-54) 52-19’du. 3 sayıda 8/10’la başladıkları maça 1/11 isabetle devam edince, Fenerbahçe gibi kapasiteli bir rakibe karşı kullanacak başka silahı olmamanın sıkıntısını yaşadı Galatasaray...

        Belki Fenerbahçe’nin yerinde başka bir takım olsa, 34 sayıyla kaybettiği Baskonia deplasmanının hemen ardından gelen bu derbide sıkıntı yaşayabilirdi. Ancak karakterli oyunculardan oluşan büyük bir takım olmanın getirisi de işte bu... Çabucak toparlanıp, derbinin hakkını sahada verdiler.

        Bir dip not da tribüne... Ülker Arena’daki mükemmel ortamı haklı olarak hep övüyoruz, örnek gösteriyoruz. Ancak dün bu atmosferi gölgeleyen belli taraftar grupları vardı. Tahrik varmış, yokmuş bunun arkasına sığınmak olmaz. Salondaki büyük kesim buna eşlik etmese de Göksenin ve Ataman’a yönelik küfürlü tezahüratlar hiç şık olmadı.

        Diğer Yazılar