Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Biri krizden çıkmaya, diğeri ise çıkışı sürdürmeye çalışan iki Türk takımının Euroleague derbisinde form durumu itibarıyla bir adım önde olan taraf Anadolu Efes’ti. 3. çeyreğin sonuna kadar da F.Bahçe’ye krizi tavan yaptıracak bir çizgide seyrettiler. Ribaund üstünlüğüyle birlikte iç-dış dengesini çok iyi kurup, sezonun “durgun” ismi Granger’ın patlamasıyla 29 dakika oyuna hükmettiler, Kanarya’yı bu süreçte 56 sayıda tuttular. Ancak kalan 11 dakikada kaybolan direnç ve yedikleri 32 sayı, üstüne üstlük faul çizgisinden kaçan 9 atış, F.Bahçe gibi kapasiteli bir rakibe karşı tolore edilebilecek türden değildi. Fenerbahçe dün işler yolunda gitmese de kazanmayı başardı. Belli isimler üzerinde yoğunlaşan baskı ile birlikte formsuzluk hala baş ağrıtıyor. Nunnally’nin hala adaptasyon sürecini atlatamaması, pek atlacak gibi de görünmemesi, Antic’in formsuzluğu, Bogdanovic’in yokluğunda skor üretimi açısından bütün yükü Dixon’la Sloukas’ın üzerine bindiriyor. Dün ne tesadüftür ki (!), bu süreçte kenara hapsolan Melih’in güven ve süre verildiğinde, daha doğrusu Nunnally’deki ısrarın 10’da biri kadar şans tanındığında maçı değiştirebilecek potansiyele sahip olduğunu dün bir kez daha gördük. Son 10 dakikaya 10 sayı sığdırıp, Efes’in direncini kıran iki üçlükle maçın seyrini değiştiriverdi. Demek ki sorun onda değil, aldığı (ya da alamadığı!) sürede... Biraz Vesely, biraz Udoh, biraz Datome ve çokça da Sloukas taşın altına elini sokup, takım olarak o bilindik kazanma karakterini sahaya yansıtınca Fenerbahçe krizden çıkıp soluklanacak oksijeni nihayet buldu.

        Diğer Yazılar