Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sinan Erdem gerçekten de büyülü bir salon... Burada oynanan tüm finallerden hep ama hep sıradışı bir hikaye çıkıyor...

        2010’da 12 Dev Adam’ın tarihe geçen Dünya ikinciliğiyle başlayan, 2012’de Olympiakos’un 19 sayı geriden gelip CSKA’yı yenerek Euroleague’i kazandığı unutulmaz finalle devam eden...

        Ve dün, Slovenya’nın, yarı finaldeki olağanüstü İspanya galibiyetinin arkasını getirerek, Sırbistan’a karşı kazandığı “efsane” finalle süregelen...

        Efsane diyoruz... Çünkü finale gelene kadar bu takımı sırtlayan iki büyük kozu Dragic ve Doncic’in kırılma anlarında sahada olmadığı bir beşle bunu başardılar... Turnuvanın tartışmasız en flaş ismi, 18 yaşındaki Doncic’in daha 25. dakikada sakatlanıp çıkması da, 35 sayı ile adeta sahayı ateşe veren Dragic’in de son 3,5 dakikayı kenardan izlemesi de Slovenya’nın Avrupa’nın zirvesine çıkmasına engel olamadı.

        Prepelic de özellikle Doncic’in olmadığı süreçte ona eşlik edince hak ettikleri bu zaferi kupa ile taçlandırdılar.

        Buram buram ‘fundamental’ kokan, sahada her iki takımın da hücumda hep en akılcı çözüme yöneldiği, savunmada olağanüstü gayretle rakibi durdurmaya çalıştığı müthiş bir maç izledik.

        Dün Sırbistan’ı yenip Slovenya’ya kupayı kazandıran Igor Kokoskov da bir Sırp coachtu!.. Oyuncu fabrikası Sırbistan genç kadrosuyla nasıl final oynuyor derken, bunun altında yatan gerçeklerden birinin de bu ülkenin eğitmen anlamında da çok yol katettiğini görmek gerekiyor!..

        Sahada sonu ic’le biten oyuncuları izlerken, içimiz de yanmadı değil... Turnuvaya Top 16’da veda etmiş bir ev sahibi olarak, nerede yanlış yaptığımızı görmek gerekiyor.

        Turnuvaya renk katan Slovenya’yı ve onları desteklemek için İstanbul’a gelen, maç sonunda rakiplerini de centilmence alkışlayıp onore eden Sloven taraftarları tebrik etmeli...

        Diğer Yazılar