Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        EKATERİNBURG’DAİ Kadınlar Avrupa Ligi Sekizli Finalleri’nde iki ezeli rakip Galatasaray Odeabank ile Fenerbahçe’nin oynadığı final maçı öncesi ve sırasında yaşanan bazı detaylar perde arkasında kaldı.

        Aslında yaşanan gerilimin başlangıç noktası geçtiğimiz haftasonu G.Saray Başkanı Ünal Aysal’ın, bir röportajı sırasında F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ı hedef alan ağır sözleriydi. Başkan Yıldırım’ın da buna sert yanıt vermesiyle Ekaterinburg’a maçı izlemeye gelen iki takım taraftarları da doğal olarak gerilmişti. Bu gergin atmosferde önce F.Bahçe seyircisinin salona gelen G.Saray İcra Kurulu Başkanı Lütfi Arıboğan’a yönelik küfürlü tezahüratları duyuldu. Bu sırada ayağa kalkan F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın el işaretleriyle küfürü sona erdirdiği gözlendi. Aynı anda Arıboğan da G.Saray tribünlerine bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Ne olduğunu tam anlayamadık. Ama hemen ardından Yıldırım’a küfürler yağmaya başladı. Başkan Yıldırım ise önce Arıboğan’a sert tepki verip ağzına geleni söylerken, ardından G.Saray tribünlerini hedef aldı. Herhalde olumsuz tezahüratın sorumlusu olarak onu görüyordu. Arıboğan’ın ya da herhangi bir başka yöneticinin, Yıldırım’a küfür edildiği sırada ayağa kalkıp küfürü dindirmek için herhangi bir çaba içinde olmaması da sanki bu durumu “tasdik” ediyordu. Taa ki Yıldırım çileden çıkana kadar... Açıkçası hiç de hoş olmadı.

        Yıldırım ile Galatasaraylı taraftarlar arasında karşılıklı el kol hareketleriyle başlayan “atışma” neredeyse maç boyunca devam etti. Öyle ki Yıldırım iki kez hızını alamayıp G.Saray tribünlerine doğru dahi yöneldi. Kendisini sözle taciz eden taraftarlarla yüzleşme girişimi neyse ki güvenlik engeline takıldı. Başkan’ın bu tacize karşı soğukkanlı kalmak yerine çok sinirlenip kontrolünü kaybettiği gözlendi. Halbuki duymamazlıktan gelip maça konsantre olsa gergin atmosfer de daha çabuk dağılabilirdi.

        Devre arasındaki “G.Saray soyunma odasına saldırı” iddiasına gelince... Gerek basın tribününden, gerekse VIP tribününden tuvalete inerken, G.Saray’ın bulunduğu soyunma odasının önünden mutlaka geçmeniz gerekiyor. O soyunma odasının salondaki konumu bu. Orası birçok kez F.Bahçe’nin de soyunma odası oldu. Dolayısıyla eğer sigara içmeye de niyetiniz varsa ya da tuvalet ihtiyacınızı giderecekseniz başka geçiş yolu yok. Durum ve hal bu iken Yıldırım’ın, G.Saray’ın soyunma odasına saldırdığını iddia etmek abesle iştigal. Devre arasında ben de, diğer basın mensubu arkadaşlarım da oradan 2’şer kez geçtik. Böyle bir olaya şahit olmadık. Kaldı ki saldırı boyutunda bir olay cereyan etse bu durumdan da anında haberimiz olurdu. Salonun farklı bir bölgesinde bir gerginlik olmuşsa da doğal olarak hepsini gözlemleme ihtimalimiz yok. Devre arasında Yıldırım’ın, moral vermek için kendi takımının soyunma odasına giderken de rakip takım soyunma odasının yakınından geçmesi gerekiyor. Zaten kendisi de bu sırada bir G.Saraylı idareciye, küfürlerin durdurulmayışı nedeniyle sitem ettiğini ve bunun soyunma odasına uzak bir bölgede geçtiğini itiraf ediyor. Keza maç bitiminde ayağa kalkarak Sarı-Kırmızılı takımı alkışlaması da böyle bir eylem içinde bulunduğu iddiasını “çürütecek” nitelikte centilmence bir hamleydi. Sonuçta tüm olan bitenlere bakıldığında iki güzide kulüp arasında çok daha sıcak bir atmosferde hatta “bayram” havasında geçmesi gereken Türk finali gereksiz tartışma ve çatışmaların içine çekildi. Bunun tadını çıkaracağımız yerde gözümüz maç ile tribünler arasında mekik dokudu. Ne olurdu kavgasız gürültüsüz kardeşçe bir ortamda geçseydi şu Avrupa’nın finalindeki derbi? Çok mu şey istiyorduk acaba?..

        Diğer Yazılar