Türkiye, Trump'ın seyahat yasağının neresinde?
Amerika, Devlet Başkanı Trump’ın arka arkaya patlattığı kararnamelerle adeta ayakta. Donald Trump’ın, seçim öncesi gündeme getirdiğinde çok fazla yorumlanmayan, hatta seçimi kazanamayacak gözüyle bakıldığından icraata döküleceğine ihtimal verilmeyen tartışmalı konuları teker teker uygulamaya sokmasıyla dünyanın başına ne gibi belalar açacağı merak konusu. Trump’ın mülteciler ve nüfusu Müslüman ağırlıklı 7 ülkenin vatandaşlarına getirdiği seyahat yasağına tepkileri, sadece ilgili ülkelerde değil, ABD’nin kendi içinde ve dünyanın her yerinde hissetmek mümkün.
Türkiye henüz Trump’ın kararlarıyla ilgili olarak resmi bir tepki vermiş değil. Muhtemelen Cumhurbaşkanı Erdoğan-Trump görüşmesine kadar da durum böyle devam edecek. Ancak Türkiye-ABD ilişkilerinin Trump politikalarıyla nasıl bir gelişme göstereceği de bilinmezler içerdiğinden, ABD’nin önümüzdeki 90 günde neler yapacağının iyi takip edilmesi gerekecek. ABD’nin rafa kaldırmak istediği ticari anlaşmalar da artı ve eksileriyle yakından takip ediliyor, fakat özellikle Suriye konusunda Trump’ın atacağı adımların Türkiye’yle ne derece uyumlu olacağı en önemli gösterge olacak.
Zira Suriye’de “güvenli bölge” paketini masaya süren Trump’ın bu stratejik kararının “Kimin için güvenli bölge?” sorgulamasıyla Türkiye ve Rusya tarafında soru işaretleri içeriyor. ABD’nin “güvenli bölge” teklifiyle terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD’ye kalıcı alan açmak için hareket ettiği yolundaki haberlerin ne derece doğru olduğunu kısa süre içinde öğrenmiş olacağız. Belki de ABD ziyaretinin ardından doğrudan Türkiye’ye gelen İngiltere Başbakanı Theresa May, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile bu konuları en ince ayrıntısına kadar görüştü. May, şüphesiz ABD’nin mesajlarını getirdi, ama pakette neler olduğunu öğrenmek için satır aralarının iyi okunması gerekecek.
İNGİLTERE'YLE SAVUNMA ANLAŞMASI
Türkiye’ye gelen İngiltere Başbakanı May ile Türk savaş uçağı yapımı için de önemli bir anlaşma imzalandı. Aslında bu konu uzun sayılabilecek bir süredir gündemdeydi ve teknik heyetler görüşmelerini sürüdürüyordu. İngiliz savunma ve havacılık şirketi BAE Systems ile TUSAŞ’ın (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ) TF-X Türk savaş uçağını geliştirmek için birlikte çalışacak olmalarının ağırlık noktalarından biri motordu. İngiliz Rolls-Royce ile de belli konular tartışılmıştı. Türkiye bu konuda bir çıkış yapmak istiyor ve bunu kısa yoldan başarmanın yollarını arıyordu. İngiltere teknoloji açısından iyi, ama zor bir partner. Türk tarafı müzakerelere çok çalışmak zorunda, aksi halde ileride zararı dokunacak gelişmeler olabilir.
Avrupa Birliği’nden uzaklaşan İngiltere ile arka planda ABD dikkate alınarak savunma anlaşmaları ve teknoloji alanında işbirlikleri yapılmaz ise ATAK helikopterindeki hataları yeniden yaşarız.
A330'A BİNMEYENLER, A340 GELİYOR!
Dünya Trump’ın enteresan kararları sonrasında seyahat özgürlüğünü tartışırken ülkemizde ise bambaşka bir seyahat tartışması yaşanıyor. Bazı yazar-çizer takımının hâlâ seyahat özgürlüğü dendiğinde akıllarına Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yurtdışı gezilerine katılabilmek için Airbus 330 uçağına davet edilmeyi akıllarına getirmeleri elbette manidardır. A330 yolcuları arasında yer alabilmek adına onca takla atmalarına rağmen topa başka türlü giremedikleri için magazin haber üretmelerini anlamak mümkün, ama bu konuda yeni gelişmeler var. Magazincilere hatırlatmış olayım, yakında Cumhurbaşkanı bu tür gezilerinde dört motorlu Airbus 340’ı kullanmaya başlayacak. Daha fazla yolcu alabilecek A340’ta yeni gazetecilere yer açılır mı bilemem, ancak bilgilerini bu şekilde güncelleyerek bu karmaşa ortamında gerçeklerden kaçma adına daha renkli haberler üretebilirler. Ucuza alınan (yaklaşık 80 milyon dolar) A340’ın kabin içi eğlence sisteminin teknolojisi, içine takriben 160 milyon dolar harcanan A330’dan çok geride, canlı TV yayını falan ilk etapta olmayacak, ama idare ediverirler artık.
