Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen hafta, Türkiye'nin yatırımcılara sağladığı avantajlarla, yatırım çekme konusunda rekabet içinde olduğu Doğu Avrupa ülkelerinin verdiklerini karşılaştırdım. Türkiye'nin avantajlarını ve rakip ülkelerinkileri yan yana yazınca ortaya çıktı ki, öyle sayın bakanlarımızın dünya markalarına parmak sallamalarına, fuarlarda peşlerinden koşmalarına falan gerek yok. Çünkü Türkiye zaten bir yatırımcının bekleyeceği her şeyi sunmuş, bunun bir tık fazlası, "Gelin üste para verelim" olabilir.

        Hükümet, tüm markalarıyla Türkiye'de 100 bin adetlik satış sınırına ulaşmış olan Volkswagen'i binek otomobil yatırımı yapmaya 'davet' ediyor. Buradaki 'binek otomobil' önemli, çünkü grubun Türkiye'de zaten başarılı olan ve Türkiye'nin ihracatına da katkıda bulunan MAN otobüs fabrikası var. Üstelik bu fabrika Ankara'da. Yani bu yatırımı ısrarla isteyen hükümet üyelerinin 'gözü önünde'.

        Peki, Volkswagen Türkiye'de bir model üretebilir mi? Üretmemesi için hiçbir sebep yok. Türkiye'yi üretim üssü olarak seçen diğer markalar aptal değil, Türkiye'de üretmek onlar için akıllıcaysa, Volkswagen için de olabilir.

        O zaman bıkmadan ve sıkılmadan şu soruyu yeniden sormamız gerekiyor. Türkiye'ye neden yatırımcı gel-mi-yor? Kapısında yatarasak, gelir mi?

        Kapısında yatılanın her zaman sunulandan bir fazlasını istemeye hakkı olmaz mı?

        STRATEJİ BELGESİNİ NEDEN KİMSE KONUŞMUYOR?

        Türkiye garip ülke, genellikle taaa en başta yapması gerekeni, (ki bunun ne olduğu her zaman herkes tarafından bilinir) en sonda yaparak zaman, para daha önemlisi insan kaybediyor. Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı, hayata geçirilmesi halinde Türkiye'de bir milat olacağı herkes tarafından bilinen 'Otomotiv Sanayii Strateji Belgesi'ni sektörün de fikrini alarak hazırladı. Ama 2014 yılında tamamının hayata geçirilmesi hedeflenen belgenin ilerleme raporlarına bakınca anlaşılıyor ki, diğer bakanlıklar da bu belgeyi alıp çekmecelerine koydular.

        Türkiye'de sadece vergilerin, fenni muayenenin, ömrünü tamamlamış araçların trafikten çekilmesi prosedürünün belgede vaat edildiği gibi yapılması halinde kimsenin kapısında yatmaya gerek kalmaz. Sektöre verilecek son büyük teşvik, belgenin bir an önce hayata geçirilmesi olabilir mi?

        Çok yakında 10. beş yılık kalkınma planı açıklanacak. Bu, 2023 hedeflerine (4 milyon adetlik üretim, 75 milyar dolar ihracat geliri, 2 milyon adetlik iç pazar satışı) giden yolda, sondan bir önceki kalkınma planı olacak. Plana bakınca, hükümetin otomotiv sektörüne ilişkin öngörülerini de görebileceğiz. Ama 10. plan, benim taslağını gördüğüm şekliyle son halini alırsa, bırakın 3'ü, 4'ü, yılda 2 milyon adetlik üretim için bile 2020'li yılları beklemek gerekecek.

        Yani, ya perhizden vazgeçmek gerekiyor, ya da lahana turşusundan. Turşu demode oldu derseniz, yerine laf salatasını da rahatlıkla koyabilirsiniz.

        Diğer Yazılar