Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Otomotiv sektörü yeni yıla yükseltilen Özel Tüketim Vergisi haberiyle uyandı. Her ne kadar bu gelişme yıllık 1 milyon adetlik iç pazar hesapları yapan otomotiv sektörü oyuncuları için berbat bir yeni yıl sürprizi olsa da, aslında kimseleri şaşırtmadı. Çünkü artık hemen herkes, bu ülkede pek çok hayati kararın, akşamdan sabaha alınabileceğini ve ne kadar makyajlanıp "yeni"lense de Türkiye'nin bir "Ben yaptım oldu" ülkesi olduğunu biliyordu.

        ÖTV artışı kararı neden alındı? Herkes yazdı çizdi, burada tekrara gerek yok. Bütçe açığı vs. Hemen bu sütunun yanında, üreticisinden ihracatsına, ithalatçısından yetkili satıcısına, sektörün tüm oyuncularının konuya ilişkin düşünceleri yer alıyor. Görüş bildirenlerin bir kısmı açık açık, bir kısmı satır aralarında olanın yine çalışana olacağının ince mesajlarını veriyor. Yani "ÖTV artar ama bizim işimiz düşer, o zaman da bu kadar çalışanı besleyemeyiz, işsiz kalırlar" deniyor.

        Peki, gerçek böyle mi? Bakacağız.

        ÖTV'nin arttığı, yılın ilk işgününde pek çok borsa analizcisi, yatırımlarına "ÖTV oranlarının yükselmiş olmasının otomobil fiyatlarını artıracağını, bunun araç talebini sekteye uğratacağını, dolayısıyla halka açık otomotiv şirketlerinin hisse senedi fiyatlarında olumsuz gelişmeler olacağını" bildirdiler.

        Nitekim bu analizler üzerine Borsa İstanbul'daki otomotiv şirketlerinin hisse senedi fiyatlarında gerilemeler oldu. İyi de bu analiz ne kadar doğruydu? Yıl içinde doğru olmadığını göreceğiz.

        Evet, yükselen kur ve faizle birleşen ÖTV, Türkiye'de yüzde 80'i ithal olan binek otomobil satışlarını ciddi biçimde azaltacak, bu doğru; gene de 2014 yılı özellikle ihracat yapan ve ÖTV oranı artmadığı için bu yıla göre biraz daha iyi satılacak olan hafif ticari araçları üreten fabrikalar için söylendiği gibi kötü geçmeyecek.

        Dolayısıyla otomobil fabrikalarında çalışanların iş güvenliğini de, en azından 2014 yılı için tehdit edecek bir gelişme olmayacak.

        Ama uzun vadede iç pazarımız büyümediği için zaten nazlanan yeni yatırımların gelmesi biraz daha uzayacak ya da hiç gerçekleşmeyecek, baskın şeklinde gelen vergiler mevcut yatırımcıların canını biraz daha sıkacak. En önemlisi "bando mızıkayla" duyurulan "otomotiv sanayii stratejisi" gibi hedeflere artık kimse inanmayacak.

        Özetle... Evet, hükümet, kaynak yaratmak için altın yumurtlayan tavuğa "ameliyat" yapmaktan vazgeçmeli. Ama endüstri de her seferinde "gecekondunun çatısından bacağını tuttuğu çocuğunu sallayan baba" gibi "işçileri çıkarmak zorunda kalırız" demekten vazgeçmeli.

        Daha yaratıcı çözümler için ezber yetmiyor, kafayı çalıştırmak gerekiyor çünkü.

        Diğer Yazılar