Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Her yönetim şeklinde bir iktidar var, ancak iktidarı denetleyecek, halkın sorunlarına sahip çıkacak, topluma umut verecek ve değişime öncülük yapacak muhalefet, özellikle de anamuhalefet sadece demokrasilerde var. Bu nedenle demokrasinin kalitesini iktidar değil, muhalefet belirler.

        İçinde bulunduğumuz ortamda en güncel sorular, ‘CHP toplumun değişim ihtiyacına ve isteğine ne ölçüde cevap verebiliyor, halka iktidar olma umudunu sunabiliyor mu, üretimi artıracak, refahı yaygınlaştıracak, işsizliği önleyecek, “yönetebilir” kaliteli demokrasiyi sağlayacak gerçekçi ve uygulanabilir “seçmen odaklı” planı-projesi var mıdır?’ şeklindedir! CHP bu sorulara ikna edici, kabul edilebilir cevaplar verme yerine, halktan kopuk, içe kapanık, dar kadrocu, parti içi iktidar mücadelesinin ve “küçük olsun bizim olsun” anlayışının sergilendiği bir görüntü vermektedir.

        Bu görüntü her geçen gün iktidar olarak ülkeyi yönetme umudundan ve iradesinden uzaklaşmaktan başka bir şey değildir.

        CHP toplumun sinir uçlarına dokunabilen, polemikten uzak, üretken, projeci insanlarla kadrolarını yenilemeli ve böylece 2015 Haziran ayındaki iktidar koşusunda ipi göğüsleyebilecek favori koşucu olduğunu göstermek zorundadır.

        UMUT VERMEDİ

        CHP İl Başkanlığı geçtiğimiz günlerde, “Yerel Seçimler ve Cumhurbaşkanlığı Seçiminin Ardından İzmir ve Türkiye” konulu bir toplantı düzenledi.

        Toplantı “özel seçilmişler”in dışında geniş bir “sivil katılım”lı, açılımcı olmadığı, içe kapanık “parti içi iktidar mücadelesi” görüntüsü verdi.

        Konferansın gündemini özeleştiri ve geleceğe dönük vizyon yerine Konsensüs Araştırma Şirketi Genel Müdürü Murat Sarı’nın açıkladığı anket sonuçları oluşturdu. Konsensüs’ün anket sonuçları, CHP seçmeninin yüzde 89’unun 2015 seçimlerinde CHP’nin iktidar ve Kılıçdaroğlu’nun da Başbakan olacağına inanmadığını ortaya koyuyor. Bu sonuç CHP için bir “kırmızı alarm”dır.

        Ayrıca seçmenin yüzde 49’unun, CHP’li seçmenin de yüzde 70’inin “mevcut partiler beklentilerimi karşılamıyor” demesi, ülkemizde bir “muhalefet sorunu” olduğunu gösteriyor.

        CHP yönetimi, sadece AKP ve Erdoğan karşıtlığının CHP’yi iktidar alternatifi yapamayacağını, işçinin, köylünün, emeklinin, işsizin, yoksulun dertlerine deva olacak, haksiz vergi uygulamalarini giderecek, insanlarin en temel sorunlarindan barinma ihtiyacina cozumler sunacak ve Türkiye’nin önceliklerini kapsayacak bir sosyal demokrat programı hazırlayıp sunmak ve programa toplumsal destek sağlamak gerektiğini kavramalıdır.

        CHP için toplumsal tabanını genişletmenin yolu, üretime ve istihdama dayalı ekonomik programla ve vergi, sağlık, eğitim ve tarım reformuyla, çağdaş demokrasi projesiyle halkın karşısına çıkmaktır. CHP insanları heyecanlandıracak, gelecek vaat edecek güven verecek ve 21. yüzyılın şifrelerini çözebilecek genç ve dinamik kadrolarla kendisini yenilemek zorundadır.

        Sonuç olarak: CHP, umut olmaktan çıkarsa, demokrasiyi yaşatmak zorlaşır.

        Diğer Yazılar