Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) açıkladığı verilere göre, ekim ayında enflasyon yüzde 1.90 artışla dokuz ayın en yüksek düzeyine ulaştı ve ekimden ekime yıllık enflasyon da yüzde 8.96 olarak gerçekleşti.

        Ancak gıda ve alkolsüz içki fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 12.56’ya yükseldi. Dar ve sabit gelirlileri ilgilendiren gıda maddelerinin fiyatlarıdır.

        Gıda maddelerinin fiyatlarında, 129 gıda maddesi ile alkolsüz içeceklerin fiyatlarındaki artış yüzde 12.56 oldu.

        Dar ve sabit gelirlileri esas ilgilendiren zorunlu gıda maddelerindeki, elektrik, gaz ve ulaşımdaki fiyat artışıdır.

        FİYATI NE ARTIRIYOR?

        Bu nedenle Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı enflasyon rakamı, mutfaktaki gerçek enflasyonu, halkın canını acıtan enflasyonu yansıtmamaktadır. Verilerin değerlendirilmesi göstermektedir ki, gıda fiyatları son bir yılda yüzde 109 oranında artarken halkın en çok tükettiği temel gıda maddelerindeki artış yüzde 41’e ulaştı.

        Enflasyon hesaplamasında yüzde 24.45’lik bir ağırlığı olan gıda maddelerinde ve alkolsüz içkilerde yılbaşından buyana 10 ayda artan fiyatlar Tüketici Fiyat Endeksi’ni (TÜFE) yükseltti.

        Gıda Fiyatları ekim ayında aylık bazda yüzde 2.65, yıllık bazda da yüzde 12.56 artarak Tüketici Fiyat Endeksi’ne (TÜFE) aylık bazda yüzde 0.63, yıllık bazda da yüzde 3.07 oranında etki yaparak yükseltti. Tüketici fiyatı, bizim bir mal ve hizmeti satın alırken ödediğimiz fiyattır. Tüketici fiyatını şekillendiren ise üretici fiyatı ile toptancı fiyatıdır. Üretici fiyatını oluşturan da, üretim sürecinde yansıyan mal ve hizmetten doğan maliyettir.

        Tüketici fiyatını etkileyen bir başka faktör de arz ve talep dengesidir.

        Bir mala talep (istem) fazla, arz (sunum) az ise, o malın, ya da hizmetin fiyatı, maliyetten fazla artar. Biz, o mal ve hizmeti pahalı satın alırız.

        Bu noktada, üretim faktörü devreye giriyor. Üretim az istem çoksa, fiyat yükselir.

        Bu arada tarımda ve sanayide üretimde kullanılan “ithal girdi” payı artmaktadır. Döviz fiyatlarının sürekli artması da, ithal girdi fiyatlarını yükseltmekte, dolayısıyla bu yükseliş maliyete yansımakta, o da tüketici fiyatlarını artırmaktadır.

        Gıda maddelerinde ise durum daha da farklılaşıyor.

        “İthal girdi” dolayısıyla tarımda hem maliyet artıyor, hem de üretim düşük olduğu için pazara az mal sürülüyor, bu da fiyatların artmasına yol açıyor.

        Görüldüğü gibi büyümede firene basılması ve sıkı para politikasıyla “para arzı”nın azaltılmasını öngören ekonomi politikası, tek başına enflasyonu aşağı çekmeye yetmiyor.

        Pahallılığın arkasında üretim yetersizliği, verimsiz üretim yapısı, ithal girdilerin fazlalığı ve döviz fiyatlarındaki kontrol edilemeyen yükseliş yatmaktadır.

        Sonuç olarak: İşsizlik, yoksulluk ve mutfaktaki enflasyon her türlü olumsuzluğa davetiye çıkarır.

        Diğer Yazılar