Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son 4-5 günde, ülkemizde sosyal ve siyasal gündem hızla değişmiş, olaylar, farklı mecralarda yeni gelişmelere zemin hazırlamıştır. Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, seçime 7 ay gibi kısa bir süre kala, bireysel başvurulara dayanarak yüzde 10’luk seçim barajının “hak kaybı”na yol açıp açmadığı konusunu önce usul, sonra da esas yönünden inceleyerek birkaç hafta içinde sonuca bağlayacaklarını açıkladı.

        Bu açıklama siyasette büyük bir yankı uyandırdı ve özellikle AK Parti’de sert tepkiyle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’ne gönderme yaparak, “darbe ürünü kurumlar siyasete hiza veremez” şeklinde konuştu.

        AK Parti’li Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, “Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımayız. yüzde 10’luk seçim barajının kaldırılması yönünde karar çıkarsa Anayasa Mahkemesi’nin varlığı tartışılır hale gelir” derken AK Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şentop da, “Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir yetkisi yoktur. Kılıç ihsas-ı rey’de bulundu. Kararı yok sayarız. “şeklinde konuştu.

        CHP ve BDP seçim barajının indirilmesini AK Parti ve MHP de devamını savunuyorlar.

        “Seçim barajının tümden kaldırılmasının ya da önemli oranda düşürülmesinin doğuracağı olası siyasal sonuç, AK Parti’nin tek başına iktidar olması döneminin sona ermesi, yeni koalisyonlar döneminin de başlaması” şeklinde değerlendirilmektedir.

        Yüzde 10’luk seçim barajının mantığında öncelik “Yönetimde istikrardır. Kaldırılmasının mantığındaki öncelik de temsilde adalettir.”

        CEMEVLERİ’NE

        İBADETHANE STATÜSÜ

        Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Cemevleri’nin ibadethane olarak kabul edilmesine karar vermek suretiyle, Hükümet’in “Alevi açılımı”na yeni bir boyut kazandırdı.

        Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sonra, Alevi önderleri ve dedelerle yemek yiyen Başbakan Davutoğlu’nun, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı bizi etkilemez. Biz yolumuza devam ederiz” şeklindeki sözleri yeni tartışmaları da beraberinde gündeme taşıdı.

        Aleviler “Cemevleri’nin yasal ibadethane statüsüne kavuşturulmasını, Diyanet İşleri bütçesinden Cemevlerine pay ayrılmasını ve din dersinin zorunlu olmaktan çıkarılmasını” istiyorlar.

        Bu arada İmralı’da ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum Öcalan, “4-5 ay içinde büyük demokratik çözüm sağlanmazsa bölgesel kaos derinleşir, darbe mekaniği sonuç alabilir” sözleriyle devleti ve hükümeti “tehdit” etti.

        Hükümet de, “önce kamu düzeni sağlanır, bu zemin üzerinde çözüm süreci devam eder” karşılığını verdi.

        Sonuç olarak: Sadece yönetimde istikrarı öne çıkararak temsilde adaleti ikinci plana iten bir seçim sisteminin doğuracağı ortamda huzur ve güvenlik riske girer.

        Diğer Yazılar