Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, düşünce ve ifade özgürlüğü, kuvvetler ayrılığı ve kamu yönetiminde şeffaflık, demokrasinin “doku”sunu, “hücre”lerini oluşturmaktadır.

        Demokrasi’nin “doku”sunda, “hücre”lerinde meydana gelen bir hastalık, toplumun ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel bünyesinde derin “hasar”a yol açtığı gibi; ülkenin küresel düzeydeki “algı”sına da “olumsuz” etki yapar.

        Nitekim “Uluslararası Şeffaflık Örgütü”nün 3 Aralık Çarşamba günü açıkladığı “2014 Yolsuzluk Algısı Endeksi”ne göre Türkiye, geçen yıldan bu yana dünyada bu bakımdan en çok geriye giden ülke oldu. Türkiye son altı yıldaki ilerlemesini “sıfırlayarak” 50 puandan 45 puana düşerken 11 sıra birden geriledi. 2013’de 53’üncü sırada yer alan Türkiye, 2014’de 157 ülke arasında en büyük düşüşü yaşayarak 64.’üncü sırada yer aldı.

        Bu tablo “iktidar-muhalefet kavgası”na “kurban” edilmeden ülkemizin geleceği ve küresel düzeydeki “algı”sı açısından üzerinde “önemle” durmamızı gerektiren bir tablodur.

        Bu arada “2014 AB İlerleme Raporu”nda sıklıkla “yolsuzluk” konusuna yer verilerek, “yolsuzluk iddiaları karşısında yargı bağımsızlığına, tarafsızlığına ve etkinliğine hükümetin müdahalesine varacak ölçüdeki tepkileri ciddi endişelere neden olmuştur” denilmiştir.

        Bu bağlamda “Uluslararası Şeffaflık Örgütü”nün “2014 Yolsuzluk Algısı Endeksi” ile “2014 AB İlerleme Raporu”, “yolsuzluk ortak paydası”nda örtüşmektedir.

        “Yolsuzluk” ve hukuktan uzaklaşmak yurttaşların “ülkeye aidiyet ve bağlılık” duysunu zayıflatır, dünyada Türkiye “algısı”nı olumsuzlaştırır, ekonomiye ve toplumsal yapıya zarar verir.

        TUSİAD ARAŞTIRDI

        Bu nedenle TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “şeffaflık seferberliği” için çağrı yaparken, Başbakan Davutoğlu da, konuşmalarında “eş-dost, akraba kayırmacılığı ile liyakata önem verilmesinin” demokrasiye vereceği zararlar üzerinde durmaktadır.

        TUSİAD’ın 801 işadamı ile gerçekleştirdiği araştırmada katılımcıların tamamına yakını “Türkiye’de yolsuzluk vardır” derken % 46’sı da daha da artacağı yönündeki beklentisini dile getirmiştir.

        İşadamlarının “yolsuzluk algısı” konusunda “karamsar” bir tablo çizdikleri Türkiye, “Uluslararası Şeffaflık Örgütü”nün endeksinde de 38 Avrupa ülkesi arasında Makedonya ile birlikte 27.’inci sırada yer almaktadır.

        TUSİAD’ın açıklamasında, yolsuzluğun ve şeffaflıktan uzaklaşmanın yarattığı hastalığın iş ve ekonomi bünyesinde oluşturduğu tahribat özetlenerek, “yolsuzluk iş maliyetlerinin artmasına neden olur, haksız rekabete yol açar, ekonomik büyümeyi yavaşlatır, emlak fiyatlarının yükselmesine neden olur, hukuk devletini zayıflatır, kamu kurumlarına olan güvenini sarsar” deniliyor.

        Öte yandan “Uluslararası Şeffaflık Örgütü”nün değerlendirilmesinde de, “yolsuzluk sorununun aslında bir demokrasi, düşünce ve ifade özgürlüğü sorunu haline geldiğine” vurgu yapılıyor.

        Sonuç olarak: Yolsuzluk toplumu içten içe çürüten, yozlaştıran bir hastalıktır. Tedavisi de demokrasi, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğü ile mümkündür.

        Diğer Yazılar