Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gelir dağılımı adaleti ile özgürlük alanının genişliği ve sürdürülebilir demokrasi arasında “doğru orantı” vardır. Gelir dağılımı adaletli ise özgürlüklerin de alanı geniştir; önünde engeller yoktur, demokrasi de sağlıklı ve kalitelidir.

        “Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar” sözü; bir felsefi derinliğe sahiptir. Toplumsal huzursuzluğun, çatışmanın, gerginliğin, kutuplaşmanın temelinde de; ulusal gelirin hakça paylaştırılmaması bulunmaktadır.

        Toplumun en yoksul kesimi ile en zengin kesimi arasındaki “kullanılabilir kişi başı gelir farkı” ne kadar derinse; demokrasinin kalitesi de o ölçüde zayıf ve sürdürülebilirliği de o ölçüde güçtür.

        Bu nedenle; siyasal iktidarların uygulamaları gereken en öncelikli program; gelir dağılımını hakça düzenlemek olmalıdır. Gelir paylaşımı dengesizce, yoksulluk yaygınsa, yoksulla zengin arasındaki makas açılmışsa ve bundan ötürü geniş kitleler hoşnutsuzsa; uygulanan sosyal politika araçları yetersiz, ülkeyi yönetenler de “başarısız”dır.

        DAĞILIM UÇURUMU

        Devletin resmi rakamları; “gelir dağılımı uçurumu”nu ve yoksulluğun yaygınlaştığını göstermektedir.

        Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)nun verilerine göre; Türkiye’de “kullanılabilir kişi başı ortalama gelir” 10 bin dolar’dır.

        Nüfusun “en yoksul” kesimini oluşturan ilk 7 milyon beş yüz bini için “kişi başı kullanılabilir gelir” 3 bin 218 dolar’dır. Buna karşılık nüfusun 7 milyon 500 bin’lik “en varlıklı kesim”i için “kullanılabilir kişi başı gelir” 32 bin 458 dolar’dır. Bu tablo; tam bir “gelir dağılımı uçurumu”nu göstermektedir.

        “En yoksul” 7 milyon 500 bin kişi Bengladeş, Somali koşullarında yaşarken “en zengin” 7 milyon 500 bin kişi Fransa, Almanya, İsviçre halkının geliri kadar gelire sahip. Bu kişilerin milli gelirden aldığı pay, İngiltere, Belçika, Almanya ve Fransa’da yaşayanların milli gelir rakamlarına eşittir.

        Türkiye’deki “varlıklı” insanlar lüks bir yaşantı sürüyor. Lüks yaşam, en zengin 7 milyon 500 bin kişi için geçerli. Öte yandan; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verilerine göre; 2013’de “yoksulluk oranı” %15’di. 11 milyon kişi yoksuldu.

        TUİK’in rakamları; 7 milyon hanenin, nüfusumuzun üçte birini oluşturan 24 milyon kişinin “sosyal yardım”la yaşadığını anlatıyor.

        Sonuç olarak: Gelir dağılımı düzelmeden demokrasiye içerik kazandırılamaz.

        Diğer Yazılar