Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Şubat sonuna doğru açıkladığı 2014 Ekim-Kasım-Aralık aylarını kapsayan 3 aylık “hareketli “istihdam verileri işsizlik probleminin giderek sosyal dokuyu zedeleme ve demokrasiyi tehdit etme istidadı gösterdiğini anlatmaktadır.

        TÜİK’in verileri işsiz sayısının son 1 yılda 602 bin kişi arttığını gösteriyor ve bu tablo yaklaşık her gün bin 640 kişi’nin işsiz kaldığını ortaya koyuyor.

        TÜİK Kasım 2014’de işsizliğin %10.7’ye fırladığını ve işsiz sayısının da 3 milyon 120 bine çıktığını tablolaştırmıştır.

        Büyümenin düşük, işgücüne katılımın yüksek ve istihdamın da durgun olması ve istihdamda en büyük kan kaybının sanayi sektöründe yaşanması; “kriz dönemi”ni çağrıştırmaktadır.

        Ek önlemler alınmazsa orta vadede işsizlik oranının düşmesi bir yana, tersine artabilir.

        Bu arada ekonomide büyüme beklentisinin olmaması, işsizlikte azalma olacağı umudunu da zayıflatmaktadır.

        Ayrıca Türkiye, ekonomisi kurumsallaşmadığı tasarruf açığı olduğu ve kalıcı yabancı sermayeye ihtiyaç duyulduğu için yabancı sermayeyi caydıracak pozisyondan ve “ürkütücü” söylemlerden hızla uzaklaşmalıdır.

        TÜİK’in rakamlarına göre resmi işsizlerin 1 milyon 946 bini erkek ve 1 milyon 151 bini de kadındır. Asıl toplumsal dokuyu zedeleyen ve demokrasiyi tehdit eden 15-24 yaş arasındaki gençlerin işsizlik oranının %19.9’a yükselmesidir.

        Genç işsizlerin %18.1’i erkek, % 23.2’si de genç kadın işsizlerdir.

        Öte yandan kayıt dışılığın oranı % 33, ücretsiz aile işçisi de % 11’dir.

        Çalışanların % 67’si ücretli ve yevmiyeli işlerde çalışmaktadır.

        Toplam istihdamda kamunun payı %13’dür. Her 100 çalışandan 13’ü kamuda çalışıyor. Kamuda çalışanların sayısı 1 yılda %3.6 artarak 3 milyon 400 bine ulaştı.

        Sanayi sektöründeki kapasite kullanımındaki azlığa ve üretimdeki düşüklüğe rağmen çalışanların % 20’si sanayi sektöründe çalışmaktadır.

        HIZLI NÜFUS ARTIŞI

        İşsizlik refahın ve özgürlüğün önündeki en büyük engeldir. İşsizliği azaltmak; refahı ve özgürlüğü genişletmek, fakirliği de azaltmak sonucunu doğurur. Özellikle genç işsizlikle kadınların işsizliği “makul” ölçüyü aşmış ve tehlike sınırına yaklaşmıştır.

        Oysa ülkeyi yönetenlerin temel görevi ülke insanına iş olanağı yaratmak ve böylece halkın refah düzeyini yükseltmek, özgürlük alanını da genişletmektir.

        Ülkemizdeki işsizlik sorununun temelinde hızlı nüfus artışı yatmaktadır.

        Her yıl nüfusumuz 1 milyon çoğalmaktadır. Ayrıca daha önce çalışmak istemeyen ve sonra iş arayanların sayısı da aynı şekilde artmaktadır.

        Son bir yılda iş arayanların sayısı 2 milyon artmış, ancak bunun 1,5 milyonu iş bulabilmiş, 500 bin kişi de işsizler ordusuna katılmıştır.

        Sonuç olarak:

        Hızlı nüfus artışı yerine eğitimli, nitelikli, kontrollü nüfus artışı her türlü kötülüğün anası olan işsizliğin azalmasına, refahın yaygınlaşmasına, özgürlük alanının genişlemesine ve kalkınmaya önemli katkı sağlar.

        Diğer Yazılar