Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MHP’nin dolaylı desteğiyle AK Parti’ye TBMM Başkanlığı yolu açıldı ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz 258 “oy”la Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 26. Başkanı seçildi.

        MHP’nin desteğinin oluşturduğu fiili sonuç AK Parti karşısında % 60’lık bir “muhalefet bloku” bulmayacak; muhtemel koalisyon hükümetinde 7 Haziran öncesinde olduğu gibi “tek parti çoğunluğu” anlayışıyla uygulama yapacak.

        MHP, “HDP’nin olduğu yerde biz yokuz, oy verdiğine de oy vermeyiz. HDP’yi flu görüyoruz, yok sayıyoruz. Bu nedenle HDP’nin oy verdiği Baykal’a biz oy vermedik” şeklindeki sözleriyle bundan sonra uygulayacağı politikanın da güçlü işaretini veriyor.

        Bu arada Başbakan Davutoğlu, “Muhalefet bloku çöktü, CHP ve MHP’ye koalisyon konusunda eşit uzaklıktayız. MHP ile gizli bir pazarlığımız yoktur” sözleriyle olası “yol” haritasını açıkladı.

        Muhalefetin ayrışması AK Parti’nin TBMM’de “örtülü çoğunluk”u sağlaması sonucunu doğurdu.

        Öte yandan AK Parti 7 Haziran’da tek başına iktidar olacak “oy”u alamadı, buna karşılık devletin 3 zirve makamını (Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Başbakanlık) yönetme olanağını elde etti.

        Ortaya çıkan bir başka sonuç da TBMM Başkanı’nın AK Parti’den seçilmesiyle TBMM’nin 7 Haziran sonrası ortaya çıkan “müzakereci meclis” olması fırsatının da kaçtığı sonucudur.

        TBMM Başkanı’nın muhalefet partilerinden seçilmesi AK Parti’nin oluşturduğu “güç yoğunlaşması”nın, “güç zehirlenmesi”nin önüne geçilmesini sağlayabilirdi, bu olanaktan da yararlanılamadı.

        MHP uyguladığı politikayla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “hareket alanı”nı genişletti, oyunun tamamlayıcısı oldu. TBMM’deki çoğunluk yeniden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kontrolüne geçmiş oldu. Böylece; 7 Haziran’da halkın AK Parti’ye dönük olarak verdiği mesaj iyi okunamadı. Yasama ve Yürütme (TBMM ve Hükümet) 7 Haziran öncesinde olduğu gibi AK Parti’nin kontrolüne terk edildi.

        ÖNGÖRÜLEBİLİR POLİTİKACI

        MHP “demokratik disiplin” partisidir. Devlet Bahçeli de, ilkeleri ve duruşu belli olan, ilkelerinden asla ödün vermeyen 7 Haziran akşamı ilk değerlendirmesinde ne demişse onun arkasında duran “öngörülebilir” bir siyasi liderdir.

        CHP ise politikada “oyun kurma” becerisi olmayan, öngörüsü yetersiz Kılıçdaroğlu ve ekibi tarafından yönetilmektedir.

        Dolayısıyla ortaya çıkan sonuç hiç sürpriz değildir.

        Görülmüştür ki Bahçeli % 60’lık “muhalefet bloku” içinde yer almayacak; böylece oluşacak tablo da muhalefetin TBMM’de çoğunlukta değil azınlıkta olacağı bir tablodur.

        Seçmenden 7 Haziran’da “tek başına iktidar vizesi” alamayan AK Parti, MHP’nin desteğiyle fiili bir “çoğunluk partisi” konumuna gelmiştir.

        Gelinen aşamada MHP, “muhalefet bloku”ndan ayrılmış, koalisyon oluşturulmasında bugüne kadar yapılan hesaplar geçerliliğini yitirmiş, belirsizlik hakim olmuştur.

        Ayrıca denilebilir ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “oyun kurma” ve rakiplerini “ters köşe” yapma becerisi ve “siyasi zekası” bir kez daha tescil edilmiştir. Aynı zamanda CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve parti üst yönetiminin “oyun kurma”daki yeteneksizliği ve öngörüsüzlüğü de tescil edilmiştir.

        Diğer Yazılar