MHP hükümet denkleminde yok
Hükümeti kurmakla görevlendirilen Başbakan Ahmet Davutoğlu, ziyaret ettiği ve 1 saat 45 dakika Bahçeli’nin TBMM’deki makam odasında heyetler halinde görüştüğü MHP Lideri, Bahçeli’den “hükümet denkleminde yokuz” cevabını aldı.
MHP Lideri Bahçeli, 7 Haziran’dan bu yana ortaya koyduğu “siyasi tercih olarak koalisyona katılmama ve hükümet ortağı olmama pozisyonunu sürdürme” kararını bir kez daha Davutoğlu’na tekrarladı.
Davutoğlu görüşmeden sonra düzenlediği basın toplantısında, “MHP siyasi tercih olarak koalisyona katılmama kararında. Beni hükümeti kurmakla görevlendiren Cumhurbaşkanı’nı koalisyon görüşmelerinde tartışma konusu yapmam. Cumhurbaşkanlığı konusu gündeme gelmedi. Gerektiğinde karşılıklı olarak görüşmemiz konusunda teyitleştik. Arkadaşlarımız da gerektiğinde görüşecekler” dedi.
Davutoğlu, daha sonra, “Türkiye’nin hükümetsiz kalmaması ve güçlü bir hükümete ihtiyacı olması konusunu da karşılıklı olarak teyit ettik. Bir partiyle koalisyon kurup protokol imzalayıncaya kadar her partiye eşit yakınlıktayız...” şeklinde konuştu.
Bahçeli, görüşme sırasında siyasi duruşunu “Halk, 7 Haziran’da bize ana muhalefet görevini verdi. Uygun olanı AK Parti-CHP, AK Parti-HDP koalisyonudur” çerçevesine oturttu.
Ancak öyle anlaşılmaktadır ki MHP kendisine gelinceye kadar tüm seçeneklerin tükenmesini beklemektedir.
Alternatiflerin denenmesi ve sonuç alınmaması halinde AK Parti-MHP koalisyonu ya da seçim hedefli AK Parti azınlık hükümetini dışarıdan destekleme konusunda da AK Parti’yle ilişkilerde kapıyı açık bırakmaktadır.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “Başbakan ol” teklifini ağır ve sert bir üslupla reddeden Bahçeli’nin uyguladığı strateji şöyle özetlenebilir:
MHP, HDP’yi yok sayarak, HDP’nin içinde olacağı hiçbir formülde yer almayarak, bloklaşmanın dışında kalarak ve AK Parti’yle ortak bir hükümette yer almayarak, MHP’den aynı tabana oturan AK Parti’ye oy geçişini önlemek istiyor.
Hangi seçenekler var?
Gelinen aşamada 3 seçeneğin ortaya çıktığı görülmektedir. Bu seçenekler:
* AK Parti-CHP Koalisyonu,
* MHP ya da HDP’nin dışarıdan destekleyeceği AK Parti azınlık hükümeti,
* Seçim hükümeti kurularak erken seçime gidilmesi.
Bu arada zayıf bir olasılık olmakla birlikte koşulların zorlaması halinde “aralık bırakılan” kapıdan AK Parti- MHP koalisyonu da çıkabilir.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sivil toplum örgütleri temsilcilerine verdiği iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, “siyasi partilerin görevi taktik manevralarla milli iradeye çalım atmak değildir. Siyaset özü itibariyle uzlaşmak, müşterekler üzerinde mutabakata varmak sanatıdır.” şeklindeki sözleri ile Erdoğan’ın örtülü olarak muhalefet partilerini “uzlaşmaz” gösterip “erken” ya da “tekrar” seçime zemin hazırladığı değerlendirilmektedir.
Tüm gelişmeler ve ortaya çıkan tablo Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve AK Parti’nin iktidar gücünü paylaşmaya hazır olmadığını ve “erken” ya da “tekrar” seçimi deneme eğiliminde olduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak: Kaygıya ve kuşkuya gerek yoktur. Demokrasi kendi çözümünü üreten seçenekler rejimidir.
