Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gelişmiş Avrupa Birliği ülkelerinde prestijli ve yaşam koşulları rahat, geleceğinden umutlu mesleklerden biri öğretmenlik mesleğidir. Oysa; Eğitim-İş Sendikası’nın araştırmasına göre öğretmenlerin yüzde 86’sı gelişmiş ülkelerdeki öğretmenlerle benzer çalışma koşullarına sahip olmadıklarını söylüyorlar.

        Ayrıca; gelirlerindeki yetersizlik nedeniyle 100 öğretmenden 62’si psikolojik sorun yaşıyor, yüzde 61’de daha çok para kazanacağı bir iş bulması halinde mesleğini bırakabileceğini belirtiyor.

        Bu arada; öğretmenlerin yüzde 75’i öğrencilerine örnek olabilecek şekilde giyinemediğini düşünürken yüzde 89’u ise eğitimin kalitesinin düştüğünü belirtiyor.

        Eğitim-İş Sendikası’nın sonuçları; öğretmenlerle, eğitim sistemiyle ilgili olarak “iç açıcı olmayan” bir tabloyu yansıtıyor.

        Araştırmaya göre öğretmenlerin yüzde 82’si çocuklarının gıda yüzde 84’ü kıyafet ve yüzde 88’i de eğitim ihtiyacını karşılayamıyor. Bu araştırma sonuçları; öğretmenlerin “24 Kasım Öğretmenler Günü”nü mutsuz ve umutsuz bir şekilde kutladığını gösteriyor. Raporda; 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için gereken gıda harcamasının tutarı “açlık sınırı” olan 1379 Lira, gıda harcamasıyla birlikte giyim, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, haberleşme, eğitim, sağlık ve diğer benzeri zorunlu harcamalar için toplam 4492 lira olduğu belirtiyor.

        Buna karşılık 15 yıllık bir öğretmen yoksulluk sınırının yarısı kadar olan 2478 lira maaş alıyor.

        VERİM DÜŞÜYOR

        Eğitim-İş Sendikası’nın raporuna göre; öğretmenlerin yüzde 89’u mesleğinden elde ettiği geliri, yüzde 86’sı da yılda bir kez verilen eğitim öğretime hazırlık ödeneğini yetersiz buluyor. Öğretmenler, “24 Kasım Öğretmenler Günü”nde bir maaş tutarı ikramiye verilmesini istiyorlar.

        Öte yandan; öğretmenlerin yüzde 83’ü maaşının yetersiz olması nedeniyle toplumdaki saygınlığının azaldığını düşünürken, yüzde 79’u da gelirindeki yetersizliğin ve ağır yaşam koşullarının mesleki verimini düşürdüğünü söylüyor.

        Eğitimde kalitenin, verimliliğin düşmesinin doğal sonucu; çocuklarımızın iyi eğitilememesi, gelişmiş ülkelerin çocuklarıyla rekabet edebilecek bir gücü kazanamamasıdır. Örnek vermek gerekirse; Ekonomik İşbirliği ve Gelişme Örgütü (OECD)nin en son 2012’de düzenlediği ve 15 yaşındaki çocukların katıldığı kendi ana dilini anlama ve kendini bu dilde ifade etme becerisi, matematik ve fen olmak üzere 3 alandaki sınavda, çocuklarımızın aldığı sonuçlar, (OECD) ülkelerinin çocuklarının başarısının hayli altında.

        Matematikte, fende ve kendi diline hakim olmada başarısız olan çocuklarla, dünyayla nasıl rekabet edebileceğiz.

        Öğretmeni ekonomik, sosyal ve psikolojik sorun yaşayan, öğrencileri yetersiz olan Türkiye söyler misiniz Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine nasıl ulaşır?

        Sonuç olarak: Öğretmen mutsuz ve umutsuzsa; geleceğimiz de mutsuz ve umutsuzdur.

        Diğer Yazılar