Yatırımcıya davet...
Başbakan Binali Yıldırım, göreve başladığı ilk gün yaptığı açıklamada, “Yatırımcıların önüne Turkuaz halı sereceğiz”demişti.
Bu bağlamda hükümetin hazırladığı yatırımları teşvik için “Turkuaz Paketi”ne Bakanlar Kurulu’nda son şekli verildi.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamaya göre; yatırım ortamının iyileştirilmesine katkı sağlayacak “teşvik paketi” 3 ana başlık altında şekilleniyor.
“Turkuaz Teşvik Paketi”nin 3 ayağı; emlak vergisi istisnaları, yabancılara getirilen kolaylıklar ile damga vergisi ve harç istisnalarından oluşuyor.
Paket; damga vergisi uygulamasını değiştirirken, nitelikli yabancılara da sürekli çalışma imkanı getiriyor.
Ayrıca; emlak vergisi muafiyeti ve AR-GE harcamalarında %100 indirim sağlanıyor.
Emlak vergisi istisnaları bağlamında; arazilere, yatırım teşvik süresince emlak vergisi muafiyeti sağlanıyor.
Yatırım Belgesi ve teşvik belgesi kapsamında inşa edilecek binalara harç istisnası ve 5 yıl emlak vergisi istisnası getiriliyor.
Yabancılara getirilen kolaylıklar çerçevesinde de; nitelikli yabancılara sürekli çalışma imkanı getiren “Turkuaz Kart” uygulaması hayata geçiriliyor.
Bu arada; Türkiye’de kısa süreli çalışacak yabancı çalışanlar ve stajyerlere de belli koşullarda çalışma izni veriliyor.
Damga vergisi ve harç istisnaları kapsamında da; kamu ihalelerinde iptal edilen ihalede ödenen ihale karar vergisi iade ediliyor.
Sigorta sözleşmesindeki damga vergisi kapsamına diğer kağıtlardaki sigorta yaptırma taahhütleri dahil ediliyor.
Şirketlerin kuruluş aşamasındaki defter tasdik işlemlerinden harç alınmıyor.
Şirket kurucularının imza sirkülerlerinin noter yerine ticaret sicilinde yapılabilmeleri sağlanıyor.
Ayrıca; tershanelerin gemi inşa-yenileme dönüşümüyle bakım ve onarım faaliyetlerindeki kağıtlar damga vergisi ve harçtan istisna oluyor.
GÜVEN AZALIYOR
Yatırım ortamının iyileştirilmesi ve yabancı sermayenin, dışarıdan sıcak para akımının sağlanması için “teşvik paketi” hazırlanması ve Başbakan Binali Yıldırım’ın dediği gibi “yatırımcıların önüne turkuaz halı serilmesi” tek başına yeterli değildir.
Yatırımcı; öngörülebilir hukuk düzeni, hukuk garantisi, yargı bağımsızlığı ve kanunların istikrarı konularına öncelik vermektedir.
Hukuk düzeninde “dünyadaki yerimiz” iç açıcı değildir.
Örneğin; “Hukuk Devleti Endeksi”nde Türkiye 10 ülke arasında 80.sıradadır.
Tunus 43.sırada, Özbekistan 81.sıradadır.
Bu sıralama; dört açıdan yapılan araştırma verilerine göre düzenlenmektedir.
a.Hesap verebilirlik,
b.Kanunların açık, ulaşılabilir, istikrarlı ve adil olması,
c.Kanunların uygulandığı süreçlerin ulaşılabilir, dürüst ve adil olması,
d.Adaletin zamanında, liyakatli, bağımsız ve tarafsız organlarca dağıtılması,
Oysa; ülkemizde yargıya olan güven; en alt sıradadır. Yargı kurumları ve adalet dağıtanlar; en az güven duyulan bir noktadadırlar.
Bu yetmezmiş gibi, HSYK’nın bir kararnamesiyle 3 Bin’e yakın Savcı ve Hakim yer değiştiriyorsa, hazırlanan bir yasa tasarısıyla Yargıtay ve Danıştay’daki üyelerin tamamının görevlerine son veriliyorsa; Başbakan “Yatırımcıların önüne turkuaz halı serse”de, peş peşe teşvik kararları açıklasa da “hukuk güvenliği” olmadığı için yabancı yatırımcı ülkemize gelmez.
Sonuç olarak: Her şeyden önce, hukuk güvenliği; yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalıdır.
