Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Güçlerin tek elde toplanması; demokrasi için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.

        Adalet Bakanlığı’nın yüksek yargıyı yeniden yapılandırmayı hedefleyen kanun tasarısı, adı konmamış yüksek yargıyı bir “tasfiye” tasarısıdır.

        Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan yargı paketiyle, Türkiye Barolar Birliği’nin gazetelere verdiği ilanda da belirtildiği gibi “Yargıtay ve Danıştay Hakimleri Kanunla azlediliyor.”

        Bu arada Yüksek Seçim Kurulu da 11 kişiden oluşan Başkan ve Üyeleri de Yargıtay Genel Kurulu’nca seçildiğinden bu tasarının kanunlaşması halinde Yüksek Seçim Kurulu’nun Başkan ve Üyelerinin de görevleri sona ermiş oluyor.

        Türkiye Barolar Birliği’nin ilanında vurgulandığı ve Başkan Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun basın toplantısında ifade ettiği gibi; demokrasinin olmazsa olmazı kuvvetler ayrılığı ilkesi de fiilen ortadan kalkmış oluyor.

        Türkiye Barolar Birliği’nin açıklamasında, “Tarafsız ve bağımsız, adil yargılama yapabilen, hesap vermeye açık bir yargı talep ediyoruz. 78 milyon vatandaşımızı kucaklaştırmanın tek yolunun adalet paydasında buluşturmak olduğunu biliyoruz” denilmektedir.

        GÜVENLİK SUBABI

        Demokrasi için en önemli tehdit; güçlerin bir merkezde toplanmasıdır.

        Yasama, yürütme ve yargının tek parti iktidarı tarafından kontrol edilmesi, yani iktidarın denetlenemeyen bir güce sahip olması sadece demokrasi için değil siyasal iktidar açısından da ciddi bir tehlike oluşturur.

        Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakan’ın tek parti iktidarına mensup olması; Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Mahkemesi’ne, YÖK’e ve Yüksek Yargı Kuruluşlarına doğrudan üye ataması, yasama, yürütme ve yargı gücünün tek elde toplanması sonucunu doğurur.

        Demokrasi temel felsefe olarak duymak istemediğin sese tahammül etme rejimidir.

        Demokrasinin temel prensibi Parlamento’nun bir denge içinde kontrol edilebilmesi denetim fonksiyonunun işler tutulması ve devlet aygıtındaki güçlerin dağıtılmasıdır.

        ENDİŞE TAŞINIYOR

        Demokrasiyi diğer rejimlerden ayıran en önemli fark; Demokrasi’nin dengeler üzerine oturan ince ayarlı bir rejim olmasıdır.

        Doğrudan herhangi bir düşünceye ve lidere bağlı olmayan ortalama Türk Vatandaşı, Cumhuriyet’in laik niteliğinin ve kendi hayat tarzının fiilen değiştirilmek istendiği endişesini taşımamalıdır.

        Sonuç olarak: Toplumu gerginliğe sürüklememek ve demokratik sistemi korunmasız bırakmamak için tek kişi yönetimi değil; ortak akıl yönetime ihtiyaç var.

        Diğer Yazılar