Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Asker kıyafeti içine saklanan maskeli vatan haini çetecilerin başlattığı darbe girişiminin akamete uğratılmasında Türk medyası; milli iradeye, devletine, milletine sahip çıkarak adeta bir destan yazmıştır.

        Basının dik duruşu bir demokrasi manifestosuydu.

        Basının darbe girişimine karşı mücadele zeminine dönüşerek bir yandan kamuoyunu doğru ve sağlıklı bilgilerle bilgilendirirken diğer yandan da; darbecilerin maskesini indirmiş, karanlık yüzlerini ortaya çıkarmış ve meşruiyetin zırhını ve milli iradenin gücünü taşıyan Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçilmiş hükümet ve bizzat milletin kendisiyle ortak zeminde buluşarak darbecilere karşı bir meydan savaşı vermiş, bu savaştan da zaferle ve yüz akıyla çıkmıştır.

        Basının; yurtsever, kararlı ve özgürlükçü bir yayın politikası sergilemesi, özellikle de; ekranlarını, mikrofonlarını, darbecilerin silahlı tehdit ve baskılarına rağmen korkusuzca darbe karşıtı bir mücadele alanına dönüştürmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halkı meydanlara çağıran sözlerini ilk andan itibaren görüntülü olarak yayınlaması; basının demokrasinin dördüncü gücü olduğunu, özgür basınsız bir demokrasinin asla düşünülemeyeceğini en anlaşılır ve açık bir biçimde ortaya koymuştur.

        Basının bu onurlu ve sorumlu duruşu; özgür basının demokrasinin eti-kemiği, canı-kanı olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Medya özgürlüğü ve çok seslilik demokrasinin sigortasıdır.

        İKİ MESLEĞİN KADERİ

        Atatürk’ün “basın özgürlüğünden doğan sakıncaların giderilme vasıtası; yine basın özgürlüğüdür” sözünün ne kadar anlamlı ve gerçekçi olduğu da çok açık bir şekilde görülmüştür.

        Hiçbir şekilde akıldan çıkarmayalım ki; kaliteli bir demokrasi ve özgür basın darbelerin panzehiridir.

        Gazeteci ile politikacının kaderi ortaktır. Her ikisi de halka karşı sorumludur ve halka hesap verirler. Gazeteci başarılıysa görev yaptığı gazetesi, televizyonu çok satar, çok izlenir.

        Politikacı başarılıysa, halkıyla bütünleşmişse seçimlerde daha çok oy alarak seçilir.

        Kurumsal olarak hem politika, hem de medya; bu uğursuz darbe girişimini püskürtmede ortak paydada buluşarak demokrasi savaşından, ulusal egemenlik savaşından yüz akıyla çıktılar.

        Bu arada; ülkemizde siyasal ve kültürel fay hatları son derece kırılgandır.

        Fay hatlarını kaşımamaya hepimiz özen göstermeliyiz. Geldiğimiz bu aşamadan sonra toplum olarak birbirimizle kucaklaşarak, demokrasi, özgürlükler, hukuk devleti, düşünce ve ifade özgürlüğü iklimini yaratarak, uzlaşma kültürünü egemen kılarak barış içinde yaşayacağımız bir iklimi oluşturmalıyız.

        Sonuç olarak: Özgür basın demokrasinin çelikten zırhıdır.

        Diğer Yazılar