Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na Artvin Savsat’tan Ardanuç ilçesine giderken PKK’lı teröristlerce düzenlenen roketatarlı suikast girişimi; aslında Türkiye’ye, hepimize karşı yapılmış bir suikast teşebbüsüdür.

        Saldırının hedefi; Kılıçdaroğlu’nun şahsında demokrasi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle birlik-beraberliği ve bölünmez bütünlüğüdür.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, saldırı haberini duyar duymaz Kılıçdaroğlu’nu arıyarak “geçmiş olsun” dileğinde bulunmuş, yetkililerden de olay hakkında bilgi almıştır.

        Bu arada; Erdoğan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün açılışında yaptığı konuşmada da sert tepki göstererek, “Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı; 7 Ağustos’ta, Yeni Kapı’da sergilenen Türk Milleti’nin birlik ve beraberliğine yapılan saldırıdır.Sayın Kılıçdaroğlu’nun saldırı karşısındaki soğukkanlı duruşu içinde kendisine teşekkür ediyorum” dedi.

        Gerçekten de Kılıçdaroğlu, bir askerimizin şehit olduğu, 2 askerimizin de yaralandığı saldırı karşısında hem soğukkanlı davranmış, hem de toplumu “sakinleştirici” bir üslup kullanmıştır.

        Öte yandan; Kılıçdaroğlu, Ankara’ya dönüşünde, Esenboğa’da “keşke askerimiz şehit olmasaydı, o acıyı ben, benim ailem yaşamasaydı” şeklinde konuştu.

        Başbakan Binali Yıldırım da yazılı açıklamasında, “saldırı ülkemizin demokratik istikrarına ve toplumun huzuruna yapılmış alçak bir terörist saldırıdır.

        Şiddetle, nefretle lanetliyorum” ifadesini kullandı. CHP’ye “geçmiş olsun” ziyaretinde bulundu.

        MHP Genel Başkanı Bahçeli de, “şiddetle lanetliyorum.”şeklindeki sözleriyle Kılıçdaroğlu’na saldırıya sert tepki gösterdi.

        Bu arada; Kılıçdaroğlu’na yapılan ve Türkiye’yi kaosa sürüklemeyi amaçlayan saldırı sonrası ortaya çıkan birlik-beraberlik ve ulusal dayanışma tablosu; halkımızın demokrasi ve Cumhuriyete bağlılık bilincini gösteriyor.

        CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, FETÖ’cülerin 15 Temmuz darbe girişimi karşısında milli iradenin, seçilmiş hükümetin yanında ve darbecilerin karşısında bir duruş sergiledi, TSK’nın Cerablus harekâtını da sonuna kadar destekleyeceğini açıkladı.

        Kılıçdaroğlu; 15 Temmuz sonrasında, politikasını “yapıcı” bir muhalefet çizgisine oturttu, milli meselelerde milli duruş sergiledi, eleştirilere bakmadan Yenikapı mitingine katıldı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte görüntü verdi, saray boykotundan vaz geçti.

        Unutulmamalıdır ki; PKK, FETÖ ve İŞİD Türkiye Cumhuriyeti için bir tehdittir, ulusal sorundur.

        Ulusumuza yönelik tehditler ancak; ulusal birlik ve beraberlikle bertaraf edilebilir, ulusal problemlerimiz de ulusal birlik-beraberlik ve dayanışmayla çözülebilir.

        Türkiye; 15 Temmuz’dan sonra birlik-beraberlik ruhunu yakaladı, millet olma niteliğimiz bir kez daha ortaya çıktı.

        Geldiğimiz noktada; demokratik, laik Cumhuriyetimizin bekası; yakaladığımız milli birlik ve bareberlik ruhunun sürdürülebilir olmasına bağlıdır.

        BİRLİK VE BERABERLİK

        PKK terör örgütü 15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilerek FETÖ ve DAİŞ’le işbirliği halinde Elazığ’da, Diyarbakır’da, Gaziantep’te, Cizre’de yaptıkları bombalı saldırılarda 100’den fazla asker ve polisimiz şehit oldu, çok sayıda güvenlik görevlimiz yaralandı, emniyet binaları kullanılamaz hale geldi.

        Türkiye düşmanlarının topyekun saldırısıyla karşı karşıyayız.

        Bu menfur saldırıları ancak; siyasette uzlaşmayla, millet olarak da birlik-beraberlik ve dayanışma ruhuyla önleyebiliriz.

        Sonuç olarak: Düşmanlarımızın hedefinin laik Cumhuriyetimiz ve birlik-beraberliğimiz olduğunu unutmayalım.

        Diğer Yazılar