Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Enflasyon Martta yüzde 1.02 artışla beklentileri aşarak yıllık yüzde 11.29’a fırladı ve son sekizbuçuk yılın zirvesine çıktı.

        Böylece; Merkez Bankası’nın yıl sonu hedefi olan yüzde 8’lik enflasyonun yarısı ilk üç ayda gerçekleşmiş oldu. Tüm emekli ve çalışanların yılbaşında aldığı zamlarda erimiş oldu.

        Bilindiği gibi; 2016 büyüme rakamları da “düşük” çıkmıştı. “Düşük” büyümeye karşın enflasyonun katılaşacağı ve fiyatlardaki artışın süreceği öngörülüyor.

        DÜŞÜK BÜYÜME

        Ekonomistler; bu süreci “düşük büyüme, yüksek enflasyon sarmalı” olarak tanımlıyorlar.Enflasyonun Nisan sonunda yüzde 12’yi bulma riski olduğu ve 2017’de “tek hane”ye inmeyeceği tahmin ediliyor.

        Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)nun verilerine göre; Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)nin yüksek çıkmasında gıda fiyatlarındaki yükselişin etkisinin büyük olduğu anlaşılmaktadır.

        Bu arada; gıdanın yanı sıra Mart ayında giyim gurubundaki fiyat artışları da yüksek oldu. Yeni sezonla birlikte giyim sektöründe de zamlar başladı ve aylık artış yüzde 2’yi buldu. Bu tablo karşısında diyebiliriz ki; “düşük” büyüme rakamlarına rağmen enflasyon yükselmeye devam ediyor.

        Fiyat artışlarının kontrolden çıkması ürkütüyor.

        Gerçek olan şu ki; insanların gelirlerindeki artışın üzerinde çıkan fiyat artışı, fakirleşmeye yol açıyor, yaşam şartlarında gerilemeye neden oluyor.

        Fiyatlardaki devamlı yükselişin temel nedeni; genel üretimdeki yavaşlama ve tarım sektöründeki üretimin gerilemesidir. Bu süreç; fiyat artışlarını devamlı hale getiriyor.

        Enflasyondaki “özellikle gıda fiyatlarındaki” yükseliş; ev kadınları açısından mutfak masrafındaki “artış” anlamına geliyor. Bunun sonucunda tencere az kaynıyor.

        Son üç ayda mutfak harcamalarında yüzde 10’a yakın artış; dar ve sabit gelirliler açısından yüksek bir artıştır.

        Ayrıca; üretici fiyatlarındaki artış da yüksektir. Bir önceki yılın Mart ayına göre gıdada üretici fiyat artışı yüzde 9.15 oranında. Gıdada üretici fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 16.9. Bu artış; şimdiki yüzde 11.29 olan tüketici fiyatına yansıyacak.

        Açıkça söyleyebiliriz ki; halkımız gıdadaki fiyat artışından rahatsız.

        Kaldı ki; 16 Nisan’dan sonra erken seçimin gündeme gelmesi ve “siyasi belirsizlik” ortamının oluşması halinde “düşük büyüme, yüksek enflasyon sarmalı”nın kırılması; çok daha zorlaşacaktır.

        Sonuç olarak: Yüksek büyüme, düşük enflasyon olmadan fakirlik önlenemez, topluma huzur gelmez.

        Diğer Yazılar