Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye'nin en temel sorunu; işsizlik ve yoksulluktur. İşsizlik; acıdır, yoksulluktur, çaresizliktir ve umutsuzluktur. İşsizliğin olduğu yerde üretimsizlik, yatırımsızlık ve dışa bağımlılık vardır. Türk-İş'in rakamlarına göre gerçek işsiz sayısı 6 milyon 334 bin, gençlerdeki işsizlik oranı ise yüzde 28'dir. Her evde bir genç işsizdir; her 10 üniversite mezunundan 6'sı da işsizler ordusuna katılmıştır.

        Kaldı ki; geçici ve taşeron işçi de aslında işsiz sayılır. Son 7yılda, AK Parti iktidarında kamuda çalışan taşeron işçi sayısı 2 milyonu aşmıştır. Bunun anlamı; 2 milyon kişinin iş güvencesi, kıdem tazminatı ve toplu sözleşme hakkı yoktur. Bunlar; yaşam boyu asgari ücrete mahkûm olarak ve her an işten atılmak korkusu ve endişesiyle kalitesiz bir hayat sürdürmeye mecbur edilmişlerdir.

        BM SÖZLEŞMESİ

        İşsizlik veyoksulluk; hükümetlerin çözmesi gereken birekonomik vesosyal problem olmanın yanında; insan hakları boyutuyla da dikkat çeken önemli bir demokrasi sorunudur.

        BM Sosyal Haklar Sözleşmesi'nin 6. maddesi, "Herkesin yaşamını sürdürebilmesi için serbestçe seçtiği bir işte çalışma hakkı vardır. Devletler, bu hakkı korumak ve gerçekleşmesi için gereken önlemleri almakla yükümlüdür..." hükmünü getirmiştir.

        Ayrıca; Türkiye'nin de taraf olduğu Avrupa Sosyal Şartı, "Çalışma hakkının kullanılmasında devletlere sorumluluk yükleyerek sürdürülebilir bir istihdam ortamının hazırlanmasını" öngörmektedir.

        İşsizlik ve bunun doğal sonucu olan yoksulluk;el ele yürüyen ikiz kardeş gibidirler.

        İşsizlik ve yoksulluk; insanların doğuştan sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerden yararlanmasına, onurlu bir yaşam sürdürmesine en büyük engeldir.

        ÖZGÜRLÜĞÜ KULLANAMAMAK

        Yeterli ve sağlıklı beslenmek, insanca yaşayacağı bir konuta sahip olmak, mülkiyet hakkı ile seyahat özgürlüğünü kullanmak; insan haklarının özünü meydana getirmektedir. Kişinin sosyal güvencesi ve devamlı çalışabileceği bir işi yoksa ne mülkiyet hakkını, ne seyahat özgürlüğünü, ne de sağlıklı beslenme ve yaşama hakkını kullanabilir. Bu nedenle, işsizlik ve yoksulluk; en büyük insan hakları ihlalidir. İşsizlik ve yoksulluk; ancak, sosyal devletin uygulayacağı "sosyal politikalarla" ülke gündeminden düşürülebilir.

        Sosyal devlet olmanın alfabesi; işsize iş, aşı olmayana aş, evsize ev vermek ve herkese sosyal güvenlik ortamı hazırlamaktadır. Sonuç olarak: İşsizlik ve yoksulluk; el ele yürüyen insan hakları ihlalidir.

        Diğer Yazılar