Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Uygulanan ekonomi politikasıyla hem büyümede hem de ihracatta “ithalata bağımlı” hale geldik. İhracatın ve büyümenin “ithalata bağımlı“ olmasının doğal sonucu ve oluşturduğu en önemli problem; “dış ticaret açığı”dır. “Dış ticaret açığı”; aldığımız mala ödediğimiz dövizle sattığımız maldan kazandığımız döviz arasındaki farkı ifade etmektedir. “Dış ticaret açığı”nda en önemli kalemi, petrole, doğal gaza ve genel olarak enerjiye ödediğimiz döviz oluşturmaktadır. Devletin resmi rakamlarına göre, 2011’de 135 milyar dolarlık ihracata karşılık 240.8 milyar dolarlık ithalat yaptık. Böylece; dış ticaret açığımız 105.8 milyar dolara ulaştı. İhracatın ithalatı karşılama oranı da % 56,9’u buldu. Bu rakamların bize anlattığı şudur: 100 dolarlık dışarıdan mal aldık, buna karşılık yaklaşık 57 dolarlık dışarıya mal sattık. Bu gösterge; “sağlık” işaretini değil, “hastalığı” tarif etmektedir. 2011’de sadece enerji ithalatına ödediğimiz döviz, 100 milyar dolardır. Oransal olarak baktığımızda 2011’de ithalatın % 29, ihracatın da % 18 arttığını görürüz.

        İTHALAT HARİTASI

        Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin “ithalat haritası”nı açıkladı. Çağlayan, “İhracattaki artıştan ne kadar mutluysak, ithalattaki artıştan da o kadar mutsuzuz” dedi. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner de, “% 10’luk cari açığın risk eşiğini atladığını, Merkez Bankası’nın da cari açık sorununun çözümünde yetersiz kaldığını” söyledi. “İthalat haritası”nda, sektörlerin ithalata hangi oranda bağımlılık gösterdiğini, sektörlerin üretim performansını ve üretimlerinde ne kadar ithal malı kullandıklarını görebiliyoruz. Örneğin; “ithalat haritası”nda tüketim ürünlerinin “toplam ithalat” içindeki payının % 12,3 olduğunu, bunun da yaklaşık 30 milyar dolarlık bir parasal değere tekabül ettiğini ve cep telefonu ithalatı için de 1.74 milyar dolar harcadığımızı görebiliyoruz. Öte yandan; haritada, 100 milyar doların da kömür, ilaç, yassı demir-çelik, kağıt ve pamuk ithalatı için harcandığı göze çarpmaktadır.

        BAĞIMSIZLIK ORANLARI

        “İthalat haritası”nda önemli sektörlerin ithalata bağımlılık oranlarına da yer verilmiştir. Buna göre, gübrede ithalata bağımlılık oranı % 72, otomobilde % 56, demir-çelikte % 69, motorlu kara taşıtlarında % 51, kimyasallarda % 56’dır. Bu tablo “ithalat bağımlısı” olduğumuzun çarpıcı bir göstergesidir. Bunun yanında olumlu bir tablo da, hazır giyim ve makine imalatında “yerlilik oranı”dır. Hazır giyimde yerlilik oranı % 75, makine imalatında da % 70,4’dür. İhracatta en büyük pazarımız Avrupa Birliği pazarıdır. Ancak Avrupa’daki ekonomik kriz nedeniyle bu pazar daralmıştır. Rusya’dan petrol ve doğalgaz, Çin’den de gerekli-gereksiz tüketim malı (ucuz olduğu için) ithal ediyoruz. Buna karşılık bu ülkelere ihracatımız azdır. Sonuç olarak: Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmalıyız, tüketimde ithalata “fren” yapmalıyız.

        Diğer Yazılar