Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Milattan önce altı binli yıllarda Anadolu’da başlayan zeytincilik şimdi ülkemizde yaklaşık 500 bin ailenin geçim kaynağı ve işlenen tarım alanlarının da yüzde 3.5’unu oluşturmaktadır. Bu nedenle zeytincilik doğrudan ve dolaylı olarak 10 milyon kişinin geçimini sağlayan tarımsal, ekonomik ve sosyal yönden büyük bir öneme sahiptir.

        Zeytin aynı zamanda Ege Bölgesi için de “stratejik” bir üründür ve önemli bir geçim kaynağıdır.

        Ancak hükümetin hazırlayarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduğu “Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin ıslahı ve Yabanilerin Araştırılması Hakkında Kanun Değişikliği’ne Dair Kanun Tasarısı”nın 4. maddesi, zeytinlikleri “madenlere, enerji yatırımlarına, nükleer santrallere, konut ve AVM inşaat alanlarına açmak, bu alanları TOKİ’ye tahsis etmek” örtülü amacını ve hedefini gütmektedir.

        Tasarıya göre 25 dönümden (25.000 m2) küçük zeytinlikler “sıradan arazi” kabul edilecek. Ülkemizde zeytinliklerin ortalama büyüklüğü 10 dönüm olduğuna göre, zeytinliklerin çok büyük bir bölümü sökülecektir. Bu kanun tasarısı “zeytinciliğin ölüm fermanı”dır.

        ÜRETİCİLER AYAKTA

        Tasarı TBMM’de komisyonda görüşülürken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İlker Sert, yaptığı konuşmada, Akkuyu Nükleer Santrali’ne zeytinlikler sebebiyle gerekli izinlerin alınamadığını belirterek, “Zeytinlikler nedeniyle 20 milyar dolarlık bir santrale ruhsat alamama riskiyle karşı karşıyayız” dedi.

        Kanun tasarısının amacı ve hedefi, bundan daha açık ve net bir şekilde ifade edilemez. Bu gelişmeler karşısında Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, Ayvalık Zeytin Üreticileri Derneği Başkanı Salih Madra ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, Ankara’da TBMM’de, hükümete, muhalefete dert anlatıyorlar, “zeytinciliği öldürmeyin” çağrısını yapıyorlar.

        Oysa ülkemizde zeytincilik büyük bir gelişme içinde. 2000 yılında 97 milyon 770 bin olan zeytin ağacı yüzde 70.8 oranındaki bir artışla bugün 167 milyon 30 bine ulaşmıştır. Son iki yıllık ortalamaya göre zeytinyağı üretimi 165 bin ton ve üretim değeri de yaklaşık 600 milyon dolardır. Sofralık zeytin üretimi de yaklaşık 450 bin ton ve üretim değeri de yaklaşık 900 milyon dolardır. Buna karşılık Türkiye’de en büyük döviz harcamalarından birini bitkisel yağ ithalatı için yapıyoruz. 2013’de bu rakam 3.6 milyar dolardır. Bitkisel yağ açığımızın kapatılmasında, ödediğimiz döviz miktarının azaltılmasında zeytinyağı önemli bir ürün.

        Sonuç olarak: Salih Madran’ın dediği gibi “zeytinliklerin ölüm fermanına hayır.”

        Diğer Yazılar