Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2013 yılının kur savaşlarının kızıştığı bir yıl olacağı iyice ortaya çıktı. Bu yılın en önemli hareketi Japonya'dan geldi. Japonya Merkez Bankası, ekonomiyi canlandırmayı ana hedef haline getirerek enflasyon hedefini yüzde 1'den 2'ye çıkardı ve olağanüstü bir parasal genişlemenin yolunu açtı. ABD Merkez Bankası, para politikasını işsizlik oranındaki düşüşe, yani ekonomik büyümeye bağlayarak parasal genişlemeyi sürekli hale getirdi. Yeni başkanıyla İngiltere Merkez Bankası da, büyümeyi politika hedefi haline getiren merkez bankaları arasına katılacak.

        Asya'da Çin, yuanda ılımlı değerlenme eğilimini bırakarak parasının değerini düşük tutmaya yöneldi. Japonya'nın adımından en fazla zarar gören Güney Kore, kamu şirketlerinden dış borçlanmayı kesmelerini istedi ve döviz piyasasında türev işlemlere ilişkin kuralları sıkılaştırarak döviz akımlarını frenleme adımları attı. Güney Kore'den daha sert adımlar da bekleniyor.

        Latin Amerika'da ise Brezilya'nın faiz operasyonları, sermaye kontrolleri ve döviz müdahalelerine kadar her yola başvurduğu biliniyor. Kolombiya geçen hafta faiz indirimine giderken Peru döviz mevduatında zorunlu karşılıkları artırıyor ve dövize güçlü müdahaleler yapıyor. Şili ile şimdiye değin dövize müdahaleden uzak duran Meksika bile faiz indirimine hazırlanıyor. Kosta Rika gibi küçük ülkeler bile paralarının değerini düşük tutmaya dönük adımlar atıyorlar.

        Avrupa'da Rusya, İsveç ve Çek Cumhuriyeti kur savaşına girmeye hazır olduklarının mesajını verdiler. Avrupa Merkez Bankası, şimdilik sadece sözlü müdahaleyle yetiniyor. Ancak Euro cephesinde ciddi bir çatlak var. Fransa, kur savaşına yanıt verilmesini istiyor. Şu anda Almanya buna karşı çıkıyor. Ancak yaklaşan Alman seçimleri ve kızışan kur savaşları, Almanya'nın tutum değiştirmesine ve Euro'nun da savaşa dahil olmasına yol açabilir.

        Kur savaşları bu hafta dönem başkanı Rusya'nın ev sahipliğinde Moskova'da yapılacak maliye bakanları ve merkez bankası başkanları toplantısının kuşkusu en önemli gündem maddelerinden biri olacak. G-20 toplantısı öncesinde bugünkü Euro ülkeleri maliye bakanları toplantısının da ana gündemi bu olacak.

        G-20 merkez bankası başkanları ile maliye bakanları, gündemlerinin bu en ateşli konusunda bir uzlaşma, bir ilerleme sağlayabilecekler mi? Şu anda bundan umutlu olan yok gibi gözüküyor. Tartışmaların ağırlıklı konusu kur savaşları olsa bile daha sonra yapılan açıklamada, çok büyük olasılıkla eskiden duyduğumuzdan farklı bir şey duymayacağız. Ve bu, her ülkenin elinde hangi silah varsa onunla savaşa devam edeceği anlamını taşıyacak.

        Bu dünya piyasalarını gerilimli ve oynak bir yıl bekliyor anlamına geliyor. Bu durum Türkiye için de 2013'ün kolay geçmeyeceğini gösteriyor. Çünkü Türkiye'nin ihraç ürünlerini esas olarak orta ve düşük teknolojideki ürünler oluşturduğu için ekonomi kurdaki oynamalara aşırı ölçüde hassas. Ayrıca Türkiye yüksek cari açık ile her an yeniden hareketlenme potansiyeli taşıyan enflasyon arasında sıkışmış durumda. Enflasyon için kurların düşük kalması, cari açık için ise tersi gerekiyor. Kurdaki oynamalara karşı süspansiyon rolü oynayacak döviz rezervlerinin de önemli bölümü Merkez Bankası'nın malı değil, bankaların zorunlu karşılık olarak tuttukları para.

        Sonuçta, dünyada kızışan kur savaşlarına bağlı olarak Merkez Bankası'nın döviz piyasasına dönük hamlelerinin arttığı bir yıl yaşayacağız. Bazı uluslararası bankaların analizlerine göre Türkiye, bu yıl döviz müdahalelerine en fazla başvuracak ülkeler arasında yer alıyor.

        Diğer Yazılar