Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çoğunuzun basından da takip ettiği gibi Perşembe gecesi herkes uyurken kız çocuklarının cinsel taciziyle ilgili Türkiye’yi ertesi sabah ayağa kaldıran bir gelişme oldu. Cinsel taciz diyorum çünkü önergede bulunan milletvekilleri bu kız çocuklarını; örfüne âdetine göre evlenmiş ama yaşları itibariyle resmi nikâh kıyamamış, sonra yaşları ortaya çıkınca onlarla evlenen erkeklerin hapse girmesiyle güya mağdur olmuş çocuklar olarak anlatıyorlar. Vekillerimize göre bu olay Türkiye’nin kanayan yarası haline gelmiş.

        Bu durumda yaklaşık 3000 aile varmış, yazık değil miymiş?

        Bazı olaylara açıklık getirmekte yarar var. Öncelikle eğer evlenmek için yaşı küçükse zaten bu kızlarımız seçmen değiller. Ülkemizin seçim yasaları çerçevesinde eğer 18 yaşında değilseniz oy kullanamıyorsunuz. Hadi onu geçtim, 3000 kişi ile muhtar bile seçilemiyor, bırakın bir partiyi etkileyecek bir kitleyi oluşturmayı. Olay tamamen yasaları değiştirerek küçük yaşta kız çocuklarının evlenmelerinin önünü açmayı hedeflemekte. Siyasi bakış gözetmeksizin toplumun her yerinden tepki alma sebebi de bu yüzden.

        Türkiye’nin kanayan yaralarından laf açılmışken, Bianet’te geçenlerde yayınlanan habere göre erkekler sadece Ekim ayında 23 kadın ve 2 kız çocuğu öldürmüş. Kadınların %28’i ayrılmak istediği için öldürülmüş, tecavüze uğrayanların %50’si de ayrılmak istedikleri kocaları/sevgililerin tecavüzüne uğramış. Sadece 2016 yılının ilk 10 ayında en az 220 kadın öldürülmüş, 65 kadına tecavüz edilmiş, 104 kadın taciz edilmiş ve 352 kız çocuğu cinsel istismara uğramış.

        Bu sadece 2016 yılının verileri, son 10 yılda katledilen veya cinsel tacize uğrayan kadınları toplarsanız, kanayan yarayı değil kangreni keşfedersiniz, çünkü toplumumuzda kadına yönelik şiddet bireysel değil sistematik bir boyutta. Bununla ilgili çocuk tacizcilerini kurtarmak isteyen milletvekillerimiz bir önergede bulunmuşlar mı?

        Türkiye’nin pek çok kanayan yarası vardır: Gelir eşitsizliği, gençler arası işsizlik, kadınların istihdama düşük katılımı, toplumun yarısını oluşturan kadınların siyasi temsilinin yaklaşık %15 olması bunların sadece bazıları...

        25 Kasım, 1999 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ilan edildi. Her yıl bu gün çerçevesinde kadına yönelik şiddetle ilgili farkındalık yaratmak için çeşitli etkinlikler düzenlenmekte. Çocuklara cinsel istismarda bulunanların evlenmeleri koşuluyla serbest bırakılmalarını sağlayan önerge de bu yüzden çok üzücüdür.

        Bu kanayan yaralara eklemek istediğim en sonuncusu da 25 Kasım yaklaşırken erkek milletvekillerinin önergesiyle kız çocuklarına cinsel istismarda bulunan erkeklerin mağduru daha da fazla mağdur eden evlilik şartıyla ceza almayarak korunmalarıyla ilgili böyle bir yazı yazıyor olmamdır. Yıl neredeyse 2017 biz hala neleri tartışıyoruz...

        Diğer Yazılar