Hedef tahtası olarak İzmir
2017’nin üzerinden bir hafta geçmeden maalesef iki büyük şehrimizde terör saldırıları yaşadık. Terörün en son mağduru güzel kentimiz İzmir oldu. Gitgide nefret söyleminin arttığı bir dönemde İzmir önce hedef gösterildi, ardından da saldırıya uğradı. Maalesef iki güzel hemşerimizi de bu süreçte kaybettik.
Farkındaysanız farklı dönemlerde İzmir hep birilerinin hedefi haline gelir. “Gavur” İzmir benzetmesini mi ararsınız, güncel hayatta “ay İzmirli kızlar” diye yakıştırmalar mı... Kendi içimizde farklı yaşam tarzları ve inançları barındırsak da dışardan kendi bakış açılarını empoze etmek isteyenler hep İzmir’i yetersiz bulur. Seçimlerdeki sonuçlardan kadınlarının özgürlüğüne, şehircilik anlayışına kadar pek çok açıdan eleştirilen bir yerdir burası. Ekonomik ve popülasyon anlamında Türkiye’nin 3 büyük kentinden biridir İzmir. Tarihi bir liman kenti olarak hem ticareti hem de kültürü farklı etkiler altında kalmıştır.
pek çok farklı köken
Yunan adalarının dibinde Avrupa’ya en yakın şehrimiz olarak İzmir, Rum, Levanten, Musevi ve pek çok farklı kökenden gelenlerin kaynaşarak, çeşitlilik katarak huzur içinde yaşadığı bir yerdir. Mesela İzmir’in ünlü boyozu Sefarad mutfağından gelmektedir. İzmir’de büyüyen herkesin farklı bir etnik ve dini kökenden gelen en az birkaç arkadaşı vardır. Göçmen kültürü de yaygın olduğu için kendine İzmirli diyen herkes nereden gelirse gelsin kendine bir yer bulur. Eğitim seviyesi de Türkiye’nin ortalamasının üzerindedir. Özellikle kentin kadınları Türkiye’nin diğer bölgelerine göre daha eğitimlidir. Kadınlar fikirlerini rahatça beyan edebilir, kılık kıyafetlerine ve serbest dolaşımlarına pek müdahale edilmez. Herhangi bir akşam Kordon’da karşılıklı rakı içen kadınları görürsünüz, bu kadınlar sonra üstlerindeki kıyafetlerle rahatça toplu taşıtlara binip evlerine giderler. Hiç kimse de “şort giydi” diye müdahale edemez.
Lafı çok uzatmadan, İzmir’i İzmir yapan farklılıklarımıza saygı, birbirimizle zor dönemde dayanışmadır. İzmir’in sevgili evlatlarından 5 Ocak’ta şehit olan Fethi Sekin de hiç düşünmeden bu kenti korumak için hayatını verdi. İzmirliler de onu son yolculuğunda yalnız bırakmadıkları gibi geride bıraktığı çocuklarına da sahip çıkarak tüm eğitim masraflarını İzmir Ticaret Odası ve sevgili üniversitem İzmir Ekonomi Üniversitesi üstlendi. İzmirli İzmirliye zor zamanda sahip çıkar. İzmir’i hedef alanlar kutuplaşmamızı ve birbirimize zarar verecek kadar nefret etmemizi istiyorlar. İzmir olduğu gibi kaldığı sürece diğer kentlere hoşgörü örneği olacağı için belirli bir bakış açısını empoze etmek isteyenler için şu anda hedef tahtası haline geldi. Madem halkı kin ve nefrete teşvik edenleri toplumdan arıtmaya çalışıyoruz, İzmir’i hedef alanlar ve nefret söylemi yayanlarla başlayalım.
