Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sevgili okuyucu, büyük bir ihtimalle böyle bir başlıkla senin ilgini çektim diye düşünüyorum. 14 Şubat’a geri sayım son sürat devam ederken, çiçekler, böcekler, kalpler ve oyuncak ayılar son birkaç gündür baktığımız her yerde. Benden de bu düzeyde bir Sevgililer Günü yazısı bekleyerek okumaya başladıysan seni biraz hayal kırıklığına uğratabilirim.

        Benim aklımdaki içten ısıtmalı yazı daha çok içten içten sigortayı ve nihayetinde tepenizi attıracak türden bir yaklaşım.

        Geçenlerde Bianet’in yayınladığı verilere göre memleketimizde 2016 yılında erkek şiddeti sonucu 261 kadın öldürülmüş, bu rakamlara dahil olmayan 17 intihar, 14 şüpheli ölüm ve 31 faili meçhul kadın cinayetiyle birlikte 2016 yılında en az 323 kadın erkek şiddeti sonucu hayatını kaybetmiş. Katiller kim derseniz, işte Sevgililer Günü’nde çiçek ve oyuncak ayı alması gereken gerçek ayıya hakaret olmayacağını düşünsem başka bir şekilde hitap edeceğim şahıslar. Kadınların katillerinin yüzde 43’ü kocaları, yüzde 15’i eski partnerleri ve yüzde 8’i sevgilileri. Yani hem severim hem öldürürüm diyenler grubu.

        Katil akrabalar da yabana atılacak bir durumda değil bu arada, onlar da cinayetlerin yüzde 11’inin faili. Sonuç olarak kadınların yüzde 77sini onları sevenler öldürmüş. Sevgi ülkemizde gerçekten öldürüyormuş. Kesin bekarsın bu yüzden böyle bir günde bu yazıyı yazıyorsun diye içinden geçirenler bile olabilir. Toplumumuzda bekar olmak, bekar olmayı tercih etmek, veya benim gibi zamanında evlenip sonra bekarlığa dönmeyi tercih etmek sanki bir eksiklik olarak karşılanıyor. Toplumda, özellikle Sevgililer Günü gibi günlerde bekar kadınlara sistematik psikolojik şiddet uygulanmakta. Ara sıra katıldığım teyze bilirkişilerle dolu toplantılardan edindiğim, hiç bilimsel olmayan gözlemlerim sonucunda kadınlardan sürekli koca bulmaya odaklı olmaları beklenmekte. Sinek kadar kocam olsun başımda bulunsun diye bir deyim boşuna ortaya çıkmamış. Cinsiyetler arasında bir çifte standart söz konusu.

        eşitlik yoksa aşk da olmaz

        Kız evde oturmuş erkek dışarda fink atmış, bu kabul edilebilir. Kadının bir iki tane eğlence mekanında snapchat hikayesi çıksın, ayıkla pirincin taşını. İyi kız olmak diye bir baskı var memlekette. Olmayanlar da yukardaki Bianet rakamlarına her an dahil edilme tehlikesiyle yaşıyor...

        Ben ise sevgili okuyucum, bekarlığın inanılmaz hafifliğini bu Sevgililer Günü yaşıyorum. Bim bam bom, çatlayın dostlar benim kendime ait bir kimliğim var. Bir iki çiçek bir oyuncak ayı için toplumun bana dayattığı ezik ikinci sınıf insan muamelesini çekmek zorunda değilim. Ne zaman toplumda erkekler sevdiklerini iddia ettikleri kadınlara zarar vermekten vazgeçerler, ne zaman toplum erkeğe tanıdığı her hak ve özgürlüğü kadınlara tanır, ne zaman kadın ve erkek istihdam, temsil ve eğitim anlamında eşit bir duruma gelir o zaman sevgiden, aşktan bahsedelim. Eşitlik yoksa sevgi ve aşk da olmaz... Bu yazı da içinizi tepenizi attıracak kadar ısıtmıştır umarım.

        Diğer Yazılar