Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yıl olmuş 2017 bizler ileri gideceğimize geriye gidiyoruz. Geçen hafta içinde üstelik hukukçu bir akademisyen kumalığın “Türk tipi taşıyıcı annelik” olduğunu iddia ederek bu konuyla ilgili bir düzenleme getirilmesi gerektiğini savundu. Sonradan çıkan haberlerle söylediklerinin yanlış anlaşıldığını iddia etse de, “Hocam senin söylediklerini kulakların duyuyor mu” deme ihtiyacı duyuyorum. Türk tipi ne demek?

        Üstelik de insan hakları ve kadın hakları gibi konularda evrensel standartlar için hukukçular yıllardır mücadele ederken “Türk tipi” diye bir kavramla ortalığı sulandırmamak ve yanlış uygulamalara alt yapı hazırlamamak gerektiğini düşünmekteyim.

        2011 TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Geleneksel Evlilikler raporu bu konuyla ilgili bazı çarpıcı veriler sundu: mesela, Türkiye’de 186 bin kadının kuması bulunmakta, 5 milyon 439 bin kadın çocuk yaşta evlendirilmiş, 2 milyon kadının da evlenmesi için ailelerine başlık parası verilmiş. Genelde erkek çocuğu doğurmayan kadınların üzerine kuma getiriliyormuş.7 milyonun üzerinde kadınımızın evlilik kararını aileleri almış.

        Bunlar resmi rakamlar, sizleri yanıltmasın, kadın hakları derneklerinin tahminlerine göre Türkiye’de 400 bine yakın kadın “kuma” durumunda olabilir. Son yıllarda bu rakamları ciddi bir şekilde arttıran gelişme de Suriye’den gelen kadın mültecilerin bir kısmının para karşılığında Türkiyeli erkeklere ikinci, üçüncü hatta dördüncü eş olarak “satılmaları”. Alman Der Stern dergisinin yaptığı bir araştırmaya göre ikinci eş piyasasında Suriyeli kadınlar 1.800 euroya satılmakta. Suriyeli bir kadını ikinci veya üçüncü eşi olarak seçen bir Urfalı erkek de sanki kamu hizmeti yapıyor gibi “biz onları fuhuştan koruyoruz” diye savunma yapmış.

        Nobel komitesine duyurulur, erkeklerimiz amme hizmetinde sınır tanımıyorlar.

        ULUSLARARASI İLKELER

        Evet sevgili okuyucum, işte karşınızdaki Türk tipi kumalık kurumu: Para karşılığı kendi isteği dışında bir erkeğe zorla bir mal gibi verilen ve geleneksel yapılar içinde eğitim ve diğer haklarından mahrum bırakılan üstüne de bedenini kiminle paylaştığına karar veremeyen kadınlar.

        Pardon ama taşıyıcı annelik bu değil, Türkiye’deki kumalık düpedüz kölelik.

        Kumalık “Türk tipi taşıyıcı anneliktir” demekle “kızını dövmeyen dizini döver” Türk tipi disiplin etme metodudur veya “namus kanla temizlenir” Türk tipi adalettir demek benzer şeyler olmuş oluyor.

        Türk tipi diye bu işin içine girersek çıkamayız, bu yüzden uluslararası standartlar, sözleşmeler ve kabul edilen ilkeler vardır.

        Üstelik kumalık dediğimizde sadece erkeklere çok eşlilik hakkı tanıyan bir sistemden bahsediyoruz. Beni ne doktorlar ne mühendisler istedi diyerek hem doktor hem mühendisle evlenebilecek miyim?

        Bunu düzenleyen bir yasa olacak mı? Yoksa böyle düzenlemeler sadece köle haline getirilen sistem karşısında herhangi bir söz hakkı olmayan, eğitimi yarım bırakılmış kadınların daha da zavallı hale getirilmesini sağlayıp erkeklerin hem böreğim tam olsun hem karnım tok olsun şeklinde dolaşmalarını mı sağlayacak?

        Diğer Yazılar