Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Zhang Yimou’nun yönettiği, başrolünde Matt Damon’ın oynadığı “Çin Seddi” (The Great Wall), yüksek bütçeli ve gösterişli bir çağdaş aksiyon sineması örneği. Film, Çin tarihiyle fantezi sinemasını bir araya getiriyor

        Filmde olaylar Song Hanedanlığı döneminde MS 1100 yıllarında geçiyor. Ama bildiğimiz tarihten ciddi sapmalar var. En önemli sapma, Çin mitolojisinde yer alan ve “Yüzüklerin Efendisi”ndeki Orkları da hatırlatan Taotie adındaki canavarların varlığı. Dünyaya meteorla gelmişler ve her 60 yılda bir insanlara saldırıyorlar. Çin Seddi’nin yapılma nedenlerinden biri sadece Çin İmparatorluğu’nu değil, tüm insanlığı Taotie’lerden kurtarmak... Paralı asker William Garin (Matt Damon), canavarların saldırıya geçtiği dönemde geliyor Çin’e. Arkadaşlarıyla birlikte, Batı’da henüz efsane mi, gerçek mi olduğu bile kesin olarak bilinmeyen barutu alıp, Avrupa’ya götürmeyi ve zengin olmayı düşünüyor. Peşlerine düşen haydutlardan kaçarken önce canavarla, sonra da Çin Seddi’yle karşılaşıyor ve kendini bir anda İsimsiz Düzen adlı bir Çin ordusunun içinde buluyor.

        PARALI ASKERLİKTEN KAHRAMANLIĞA

        “Çin Seddi” öykü olarak Garin’in “paralı askerlikten kahramanlığa terfi etmesi” üzerine kurulu. Garin filmin bir noktasında barutu alıp kaçmak ya da canavarlara karşı savaşmak ikilemiyle karşı karşıya kalıyor ama vereceği kararı önceden hissetmek mümkün. Dolayısıyla, ilgiye değer bir değişim yaşadığını söylemek zor. Willem Dafoe’nin oynadığı Ballard, derinliksiz bir tip. Garin’in yoldaşı İspanyol Tovar belki daha ilginç bir karakter ama o da hakkıyla işlenemiyor.

        MİLİTER DEĞERLERİ SAVUNAN BİR FİLM

        “Çin Seddi” sadece kahramanlık ve özveri üzerine bir film değil. Canavarlarla barut peşindeki Batılılar arasında bir paralellik var... Bir iki sahnede görünen Çin imparatoru korkak bir karakter olarak gösterilirken Çin ordusu, hayranlık uyandırıcı bir disiplin ve özveriyi temsil ediyor. Garin’i sadece kumandan Lin Mei’nin güzelliği (Tian Jing) değil, askerleri birbirine bağlayan güven duygusu etkiliyor... “Çin Seddi” özü itibarıyla militer değerleri savunan muhafazakâr bir film. Filmdeki kadınların, kadınsı yönlerinin neredeyse tümüyle törpülendiğini unutmayalım. Aralarında duygusal bir yakınlaşma olsa da Garin ve Lin’in birbirlerine pek dokunmamaları kayda değer bir nokta. Savaş sanatının müthiş bir örneği olarak kutsanan Çin Seddi de filmin ruhuna sinmiş muhafaza etme duygusunun bir simgesi. Duvarlar sadece Çin’i ve insanlığı değil, ileri savaş teknolojisinin başkalarının eline geçmesini de engelliyor. Dolayısıyla, koruma ya da zamanı durdurma üzerine bir öykü seyrediyoruz.

        SES, KURGU VE GÖRÜNTÜ MÜKEMMEL

        Canavarlar dışında dönemin tarihsel gerçekliğine sadık kalınsa da özellikle savunma sistemleri ve nerdeyse uçarak dövüşen Turna Taburu tümüyle “fantezi” ye kaçıyor. Yönetmen Zhang Yimou, “Hero” gibi önceki filmlerinde olduğu gibi egzotik ve şık bir savaş koreografisinin peşine düşüyor. Ama “Çin Seddi”, “daha Hollywood” bir film. Bu arada, çekimlerin Çin’de yapıldığını, Çin Seddi’nde geçen sahneler için yaklaşık 200 bin tuğlanın kullanıldığını belirtelim. Bilgisayar efektleri kadar gerçek dekorların da kullanıldığı özenli bir prodüksiyon bu... Ses, kurgu ve görüntü yönetimi mükemmel ama öykü aynı derecede etkileyici ve ilgiye değer değil.

        Filmin notu: 6

        Diğer Yazılar