Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AYNI binadalar, aynı askeri gazinoda olmuşlar, darbeden vazgeçirmek için uğraşmışlar ama bunların kim olduğu konusunda en küçük bir bilgiye sahip değiller...

        Hatta simalarını dahi hatırlamıyorlar...

        Aynı binada aynı saatte bulundukları video görüntüleriyle de sabit FETÖ’nün sivil imamlarını ise sanki yanlarından hayalet geçmiş gibi hiç görmemişler.

        Birileri kendilerine Akıncı’ya gitmesini emretmiş, ama bunların kim olduğunu da bilmiyorlar.

        Hayatın normal akışı içinde olmamaları gereken Akıncı Üssü’nde bulunmaları ise kendilerine göre tamamen tesadüf.

        Darbe girişiminin ana merkezi Akıncı Üssü’nde olanların sorgulandığı davanın 15 günü sonunda dinlenen 10 kişinin geldiği yerin özeti böyle...

        Bir de ilk ifadelerin inkârı, birbirleri hakkındaki suçlamaları geri çekmiş olmaları...

        Bu durum, bu hafta dinlenen 5 kişinin ifadesinde daha net görüldü.

        Örneğin Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Başkanlığı’nda görevli Kurmay Albay Bilal Akyüz, kayınvalidesinin ev telefonundan tanımadığı birinin arayıp terörle mücadele harekâtı yapılacağını söylediğini, resmi bir arabanın gelip “Akıncı Üssü’ne git” talimatını ilettiğini söyledi.

        Ancak talimatları verenleri tanımadığını ifade etti...

        Amasra’da görevli olmasına karşın o gün Ankara’ya gelen Kurmay Binbaşı Osman Doğan’ı da yanına alıp Akıncı’ya gittiklerini söyledi.

        Oysa Akyüz ilk ifadesinde “kendisini Mehmet olarak tanıtan bir albayın telefon emriyle Akıncı’ya gittiğini, orada Doğan’la karşılaştığını” bildirmişti.

        RİCAYLA TELSİZ TAŞIMIŞ

        Akyüz’ün ifadesindeki çelişkili bir diğer nokta ise Kastamonu Jandarma Komutanlığı’na ait 4 adet telsiz ile ilgili, tanımadığı birilerinin “Bunları Polatlı’ya götürür müsün?” ricasını yerine getirmiş olması.

        Tesadüf eseri tanımadığı birileri kendisine Akıncı’da 4 telsiz vermiş, tesadüfen bir odada bulduğu irtibat listesinden kodlarını yükleyip muhabere yapılır hale getirmiş; ama ne telsizi vereni tanıyor, ne de o listenin oraya nasıl konulduğunu izah edebiliyor.

        Kuleli Askeri Lisesi’nde 1986’da Gülen Cemaati’ne yakın olmakla suçlanan, kendisinin de aralarında olduğu öğrencilerin 30 yıl sonra 15 Temmuz’da Akıncı’da bulunuyor olmasına yanıt veremiyor.

        “Kendisine kurulan komplonun parçası...” olarak değerlendiriyor.

        ‘AYNI KONUMDAYIZ’

        Darbe kalkışması günü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile sürekli beraber olan Tümgeneral Mehmet Dişli’nin ifadesi de benzerdi.

        Darbe kalkışmasının başlangıcında Orgeneral Akar’ın odasına girip “Komutanım operasyon başlıyor; herkesi alacağız. Taburlar, tugaylar yola çıktı, biraz sonra göreceksiniz” cümlesinin kendisine ait olmadığını iddia etti.

        Orgeneral Akar’ın makam odasının önünde tanımadığı birilerinin kafasına silah dayayarak bu cümleleri yazdırdığı iddiasında bulundu.

        Binbaşılığından bu yana terfi etmesinin önünü açan kişi olarak gösterdiği Orgeneral Akar’ın “Dişli darbecilerin arasındaydı” suçlamasını ise anlamlandıramadı; ağlamaklı oldu.

        “Akıncı’da Genelkurmay Başkanı’nın konumu neyse benimki de aynıydı” dedi.

        Sorgulananlar bu hafta da darbeyi önlemek için nasıl gayret gösterdiklerini anlattı.

        Ancak darbeden vazgeçirmek için bu gayreti kimlere karşı gösterdiklerini ise söyleyemedi.

        Aynı koridorda yan yana görüntüleri bulunanlar, siviller için hayalet muamelesi yaptı.

        Diğer Yazılar