Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BARIŞ süreci bundan iki sene önce alenileşmiş, devlet heyetinin İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan’la görüştüğü haberi, dönemin Başbakan’ı Erdoğan tarafından bugünlerde kamuoyuna “ihsas” edilmişti.

        Hepimizin umutlarını kaybettiği, savaşı artık kanıksayıp ömrü billah bu durumun böyle gideceğine dair derin bir umutsuzluğa kapıldığı bu dönemde “tünelin ucunda görünen ışık” her geçen gün büyüdü ve o ışık barış görüşmelerinin ikinci sene-i devriyesinde kocaman bir “deniz feneri”ne dönüştü.

        Artık bu haftadan itibaren, Allah korusun uzak bir coğrafyadaki bir dağda bir kurt ölmezse, bu sürece herhangi bir halelin gelmeyeceğine kani olabiliriz.

        Zira gidip gelen hiçbir kara haber yok; tam aksine gelen haberler apaydınlık, gidişat hepimizin gelecek bahara daha coşkulu, zılgıtlarla, halaylarla gireceğimizin müjdesini veriyor.

        İmralı’dan Kandil’e giden “yeni müzakere taslağının” Kandil’de harfiyen kabul görmesinden sonra hava muhalefetinin engellediği İmralı görüşmesi, geçen hafta içinde çarşamba günü kamuoyunun bilgisi olmadan yapıldı. Gazetelere “gizli görüşme” olarak yansıyan bu görüşmenin aslında pek gizli tarafı yoktu. O hafta sonu yapılması planlanan görüşme, kötü hava koşulları nedeniyle havaların düzeldiği bir güne ertelenmişti o kadar.

        Bu görüşmeyle İmralı’dan gelen mesaj, artık barış sürecinin önünde pek bir engelin kalmadığı, “kamu düzeninin sağlanması” konusunda Öcalan’ın talimat vereceği ve en önemlisi artık “derinlikli bir müzakere sürecine” girildiği yönündeydi.

        Bu görüşmeden önce “çözüm kurulu” toplantısında ve ada dönüşünde HDP heyetinin Çözümden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’la yaptığı görüşmeden sonra bir dizi çok önemli karar alındı. Bu kararlar, gidişatın bundan sonraki seyrine dairdi.

        Hükümet tarafından alınan ve HDP heyetiyle de paylaşılan yeni kararlara göre bundan sonra, ne çözümden sorumlu hükümet üyeleri, ne HDP heyeti tek başına açıklama yapamayacak. Yapılacak olan açıklamalarda “ortak bir terminoloji” tutturmak için azami çaba gösterilecek. Çünkü her görüşme sonrasında yapılan ayrı ayrı açıklamalar, sürecin üzerine biraz daha ağır bir “siyasi yük” bindiriyordu. Bu yükü hafifletmek için bundan sonra kullanılan “dile” çok dikkat edilecek.

        İmralı’da yapılacak olan görüşmeler de bundan sonra “mutat” olacak. Fakat bundan böyle HDP heyetinin her İmralı ziyareti konusunda kamuoyu bilgilendirilmeyecek. Yani görüşmeler bir anlamda, biraz daha “gizli” demeyelim de “korunaklı” yürütülecek. Örneğin, belli bir periyotta İmralı’da beş görüşme yapılmışsa, bu görüşmelerden sadece biri bizimle paylaşılacak ve oradan gelen açıklamalar hükümetin onayından geçtikten sonra gazete ve televizyonlara bildirilecek.

        Ha bu arada, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın yürüttüğü görüşmelerin Davutoğlu’nun çevresini rahatsız ettiğiyle ilgili çıkan haberler üzerine, görüşlerine başvurduğum adı geçen çevreler, “Yalçın Akdoğan, Davutoğlu’nun yardımcısıdır, bu haberleri çıkaranlar, asıl barış sürecinden rahatsız olanlardır” diye cevap verdiler.

        Her şey bir tarafa, galiba bu kez olacak gibi görünüyor; büyük barışa bugünden itibaren biraz daha hızla yaklaşıyoruz.

        Diğer Yazılar