Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE’de neredeyse bir asırdan buyana devam eden yer isimlerini değiştirme furyasına geçen gün Ankara Büyükşehir Belediyesi de katıldı ve Tandoğan Meydanı’nın adı “Anadolu Meydanı” oldu.

        Bundan böyle Kızılay’dan yahut Bahçelievler’den taksiye binecek olanların şoföre “Anadolu Meydanı’na” diyeceklerini veya iki arkadaşın kendi arasında “Şu saatte Anadolu Meydanı’nda buluşuruz” diye randevulaşacağını mı zannediyorsunuz?

        Hayır, hiçbir şey değişmeyecek; “Tandoğan’a gideceğiz” yahut “İki buçukta Tandoğan’daki yurdun önüne gel” denecek.

        İstanbul’un en işlek meydanlarından olan Beyazıt’ın ismi 27 Mayıs’tan sonra “Hürriyet Meydanı”na çevrilmiş ve senelerce bu ismi taşımıştı. Ama bir kişi bile “Hürriyet Meydanı” demezdi, orası hep “Beyazıt” idi, “Hürriyet Meydanı” sadece o tarafa giden otobüslerin ve troleybüslerin üzerlerindeki yazılarda kalmıştı ve bu işgüzarlık seneler sonra neyse ki nihayet buldu.

        TÜRKÇE İSİMLERİ BİLE SİLDİK

        Beyazıt’ta yıllar süren bu komedi şimdi Tandoğan’da yaşanacak, halk meydana yine “Tandoğan” diyecek, “Anadolu Meydanı” ibaresi de sadece toplu taşıma vasıtaları ile resmî yazışmalarda geçecek!

        Mekân isimlerini değiştirmek, bizde tâââ 1910’lu senelere kadar uzanan bir tuhaflıktır...

        Bu işin öncülüğünü 1913 ile 1918 arasında İttihad ve Terakki yaptı, binlerce köyün ve kasabanın asırlar boyunca vârolan isimleri “Türkçe’ye mugayirdir” bahanesi ile sık sık çıkartılan kararnamelerle başka isimlere büründürüldü, o beldelerin sâkinleri köklerinden kopartılmış hâle getirildi ve tarihî coğrafya karmakarışık edildi.

        Öyle ki, 1916’da bir ara Ereğli’nin “Erikli”, Gelibolu’nun da “Velibolu” yapılması talimatı bile verilmişti!

        Asıl değiştirme furyası Cumhuriyet’in ilânından iki sene sonra, 1925’te başladı, yıllarca devam etti, hattâ İçişleri Bakanlığı’nın bünyesinde bir “Ad değiştirme İhtisas Kurulu” bile teşkil edildi. Kurul 1978’e kadar faaliyet gösterdi ve bu tarih ve coğrafya faciası 12 Eylül’den sonra daha da yoğunlaştı.

        İSİMLERİ YEŞEREN KÖYLER

        Üstelik sadece Kürtçe, Rumca ve Ermenice yer isimleri değil, o dillerden birinden geldiği zannedilen ama Türkçe olan yer adları bile değiştirildi, meselâ Akhunlar Devleti’nden kalan ve eski bir Türk imparatorluğunun ismi olan “Eftalit”i Rumca yahut Ermenice zannedip kaldırdılar. İsimlerini Yörük ve Türkmen aşiretlerinden alan, yani zaten Türkçe olan köylerin isimleri de yokedildi, hattâ Türkçe isimlere bile başka Türkçe adlar verildi. Meselâ, Konya’nın tam bir Yörük ismi taşıyan “Kuzağıl” köyü “Yeşildere”, Malatya’nın “Cevizpınarı” köyü “Kırlangıç”, Eskişehir’in “Kozyaka”sı da “Yeşiltepe” oldu. “Yeşil” sıfatına rağbet nedense gayet fazla idi, köylerimiz ve kasabalarımız isimlerde de kalsa durmadan yeşeriyorlardı!

        Modaya nihayet Ankara Büyükşehir Belediyesi de katıldı ve “Tandoğan Meydanı”“Anadolu Meydanı” yapıverdi...

        İsmi meydana bundan seneler önce verilen Nevzat Tandoğan, 40’lı ve 50’li yılların ceberrut devletini temsil edenlerden biri olabilir ama o meydanın artık yerleşmiş olan adının Nevzat Tandoğan’dan geldiği bugün pek hatırlanmaz ve bileni de zaten çok azdır! Ama geçmiş ile ille de hesaplaşma hevesinin bir isim kazıma furyası hâlini alması ise hem gereksiz, hem de yakışıksızdır!

        Şimdi, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne naçiz bir teklifim var: Tandoğan Meydanı’ndan sonra Esenboğa’nın ismini de bir zahmet ve âcilen değiştiriverin!

        Zira, “Esenboğa”nın adı 1402’de Ankara’da Yıldırım Bayezid ile savaşıp perişan eden Timur’un fil birliklerinin kumandanı “İsen Buga”dan gelir. Timur ve adamları o senelerde henüz kuruluş döneminde olan Osmanlı’ya büyük zararlar vermiş, büyük bir fetret yaşatmışlardır; dolayısı ile düşmanımızdırlar ve başkentin havaalanının bir düşman kumandanının ismini taşıması bize yakışmaz!

        Diğer Yazılar