Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE’de tâââ 1920’lerden, Cumhuriyet’in ilânının öncesinden buyana tartışılan, lehinde yahut aleyhinde türlü yorumlar yapılan ve artık ideolojik hâle gelmiş bir konu vardır: İstiklâl Mahkemeleri...

        1920 Eylül’ünde asker kaçakları, bozguncular, isyan teşvikçileri, düşmanla işbirliği yapanlar vesâireler için kurulan bu mahkemelerin görev alanları daha sonra genişledi, bir çeşit “ihtilâl mahkemesi”ne döndüler, siyasî dâvâlara da baktılar ve özellikle 20’li senelerde milletin korkulu ruyası oldular.

        Cumhuriyet’in ilk senelerinde yaşanan ve tarihimizin hâlâ en tartışmalı yargılamalarından olan İzmir Suikasti’nin, Şeyh Said İsyanı’nın yahut İskilipli Âtıf Hoca hâdisesinde olduğu gibi şapka veya diğer inkılâp kanunlarının sebep olduğu iddia edilen başkaldırıların dâvâları İstiklâl Mahkemeleri’nde görüldü. Yargılananlar arasında sıradan vatandaşından o dönem Türkiyesi’nin en önemli isimlerine kadar yüzlerce, binlerce kişi vardı; sanıklardan kimi beraat etti, kimi dayak yahut hapis cezaları ile kurtuldu ama bazıları hayatlarını darağacında noktaladı.

        İstiklâl Mahkemeleri’nin görev süreleri 1927’de sona erdi ama 1949’a kadar hukuken vâroldular...

        KİLİT ALTINDAKİ ARŞİV

        Kararlarının ve hukukî boyutlarının tartışılması bundan tâââ 90 küsur sene önce başlayan mahkemelerin evrakı Ankara’da, Büyük Millet Meclisi’nde muhafaza ediliyordu ve tartışmaların başta gelen sebebi, evrakın araştırmacılara açık olmaması idi! Şimdiye kadar sadece bir-iki kişinin görmesine izin verilmiş, mahkemeler hakkında tek-tük yayın yaptırılmıştı ama arşiv 1920’den buyana kilit altında idi!

        Evrakı bu şekilde kapalı tutulan mahkemelerin verdiği kararların haklı yahut hukukî olup olmadığının tartışılması, ortaya çeşit çeşit iddiaların atılması normaldi ve öyle oldu. Romanlara ve filmlere kadar konu olan mahkemeler hakkında çok şeyler söylendi, hattâ efsaneler bile doğdu ama İstiklâl Mahkemeleri’nin mahiyeti, özellikle de idam cezası ile neticelenen önemli dâvâların ayrıntıları hakkında şimdiye kadar doğru-dürüst bir şey öğrenilemedi, bilinenler o dönemin gazetelerinde çıkan duruşma haberleri ile sınırlı kaldı..

        BİR MİLYON CİVARINDA BELGE!

        Cumhuriyet tarihimizin bu büyük sırrının üzerindeki örtü, mahkemelerin kuruluşundan tam 95 sene sonra, nihayet şimdi kalkıyor! Meclis, İstiklâl Mahkemeleri’nin hacmi bir milyon sayfa kadar tutan evrakını yayınlamaya başladı; şimdilik ilk üç cildi çıkartıp ellişer liradan satışa sundular ve Meclis’in internet sitesinde de serbest olarak ulaşılabilmesini sağladılar. 20 küsur cild teşkil edecek asıl belgeler ile CD’lere yüklenecek olan yüzbinlerce evrakın yayını tamamlanınca, mahkemeler hakkında neyi doğru ve neyi yanlış bildiğimizi öğrenebileceğiz.

        Yaklaşık 30 seneden buyana politikanın içerisinde bulunan ama AK Parti’nin “üç dönem” kuralı gereği önümüzdeki seçimlere katılmayacak olan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, siyasî hayatını Cumhuriyet tarihimizin en büyük muammalarından birini, yani İstiklâl Mahkemeleri’nin gerçeğini ortaya çıkartmakla taçlandırmıştır.

        Diğer Yazılar