Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Önceki gece uzun zamandır hastahanede olan, son günlerinde de yoğun bakımda tutulan yakın bir dostumun, Osman Mayatepek’in vefat haberi geldi...

        Türkiye’de son iki Türk devletinin, yani hem imparatorluğun, hem de cumhuriyetin idari kadrosunda önemli görevler almış kişilerin mensup olduğu ama basında, özellikle de magazin sayfalarında pek çıkmayan ve görünmemek için de ellerinden geleni yapan bazı aristokrat aileler vardır.

        Osman Mayatepek de bu ailelerin mensuplarındandı; büyük dedesi Sultan Abdülmecid, dedesi de imparatorluğun son senelerinin en güçlü ve Türk tarihinin en fazla tartışılan isimlerinden olan Başkumandan Vekili ve Harbiye Nâzırı Enver Paşa idi. Paşa’nın hanımı ve Sultan Abdülmecid’in torunu olan Naciye Sultan da anneannesi...

        TÜRKÂN HOCA’NIN OĞLU

        Mayatepek’in annesini, yani Enver Paşa’nın kızı olan rahmetli Türkan Hanım’ı yaşıtlarımdan bazıları “Türkân Hoca” olarak yakınen tanır ve bilirler, zira Türkân Mayatepek ben dahil binlerce öğrencinin 60’lı ve 70’li senelerde kimya hocası olmuştur.

        Osman Mayatepek’in hem hanedan hem de imparatorluğun en güçlü kişisi ile olan aile bağ- lantısı anne tarafından idi ve baba tarafından da enteresan başka bağlantıları vardı...

        Baba soyu Abdülhamid zamanının meşhur maraşallerinden Deli Fuad Paşa’dan geliyordu, babasının babası da 1930’larda yaptığı bazı çalışmalar ve yazdığı raporlar ile ismini duyurmuştu ve bu çalışmalar bugün de hâlâ bir kesimin gündemini işgal ediyor.

        Atatürk zamanının genç diplomatı Tahsin Mayatepek’ten bahsediyorum...

        Osman Mayatepek, dedesi Enver Paşa’nın portresi ve karakalem çizimleri ile.

        GÖK TANRI VE GÜNEŞ KÜLTÜ

        Tahsin Bey, o senelerde pek bir moda olan “Güneş-Dil Teorisi” üzerine araştırmalar yapması için bizzat Mustafa Kemal tarafından dışişleri görevlisi olarak Orta Amerika’ya gönderilmiş, başta eski Türk dininde geçen “Gök Tanrı” inancı ile eski uygarlıkların “güneş kültü” arasında bağlantılar kurmakla görevlendirilmişti. Vârolup olmadığı bugün hâlâ tartışılan batık “Mu” kıtası ile “Mu Uygarlığı” da Türkiye’de Tahsin Mayatepek’in Ankara’ya gönderdiği raporlar sayesinde işitilmişti... “Mayatepek” soyadını da “Maya” sözü ile Maya dilinde “tepe” mânâsına gelen “tepek” kelimesini biraraya getirerek almıştı.

        Soyu hanedana ve güçlü devlet adamlarına uzanan Osman Mayatepek’in elinde aile mensuplarına ait objeler ile belgelerin bulunması normaldi ve annesinin babası Enver Paşa’nın özel evrakından meydana gelen geniş arşiv de onda bulunuyordu.

        Paşa’nın hanımı ve büyük aşkı Naciye Sultan’a sürgün senelerinde gönderdiği yüzlerce sayfalık mektuplar ile diğer aile yazış- maları da onda bulunuyordu ve büyükbabası hakkında bir kitap yazmaya karar vermem üzerine bu arşivin tamamını istifademe sunmuştu...

        Geçen sene yayınladığım, içerisinde ilk defa neşredilen ve bir kısmı son derece önemli olan yüzlerce belgenin bulunduğu iki kitabımı, “Enver” ile “Naciyem, Rûhum, Efendim”i, Mayatepek’in istifademe açtığı aile evrakına dayanarak yazmıştım ve hatırasını bu yüzden de her zaman şükranla yâdedeceğim.

        Dostum ve arkadaşım Osman Mayatepek’e Allah’tan gani gani rahmet diliyorum...

        Diğer Yazılar