Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SON devrin en seçkin tarihçilerinden birinin, Amerikalı Profesör David Fromkin’in geçen 11 Haziran’da hayata veda ettiğini dün, yani maalesef iki aylık bir gecikme ile öğrendim...

        Fromkin’in çok sayıda eseri vardı ama 1989’da yayınladığı ve Ortadoğu’nun Birinci Dünya Harbi sonrası paylaşımını anlattığı “A Peace To End All Peace”, yani “Barışa Son Veren Barış” isimli kitabı bu alandaki en önemli çalışmalardan biri ve bir anda da “dünya best-seller”ı olmuştu.

        Bundan yirmi küsur sene önceydi... “Şahbaba”yı, yani Sultan Vahideddin’i yazıyordum... Sultan Vahideddin ile Mısır’ın son Hıdiv’i Abbas Hilmi Paşa’nın soyundan gelen Prenses İkbal’in eşi, yani her iki hükümdar ailesinin de damadı olan rahmetli Doktor Mürsel Saviç birgün Alanya’dan telefon etmiş, “Fromkin yarın bize geliyor, sen de ne yapıp edip burada olmaya çalış, anlatacakları işine yarar” demişti.

        Prof. Fromkin ile ertesi gün Doktor Saviç’in Alanya’daki evinde, daha doğrusu malikânesinde tanışmıştım; sohbetler Doktor’un teknesinde de devam etmiş ve benim için hakikaten çok istifadeli olmuştu...

        ÖNCE İSİMDEN KAZANDI!

        “Barışa Son Veren Barış”ın herşeyden önce adı çarpıcı idi; isim aslında İngiliz Maraşal Archibald Wawel’un bir konuşmasından alınmıştı ve Fromkin’in eserine bu ismi vermesi üzerine sonraki senelerde bol bol taklid edildi. Yazdıkları kitaplara “Barışa son veren savaş” diyenler de oldu, ibâreyi “Savaşa son veren savaş”a çevireni yahut “Barışa son veren savaş” gibisinden alelâde söz hâline getireni de...

        Ama isimlerinin ilhamını “Barışa Son Veren Barış”tan alan kitapların hiçbiri Prof. Fromkin’in eseri kadar ses getirmedi ve akademik çalışmalara onun gibi kaynaklık edemedi. Fromkin, kitabında İngilizler’in ve Fransızlar’ın dünya savaşı senelerinden itibaren Ortadoğu’yu pay etmeye heveslerini ve müttefiklerin savaş sonrası sınırları nasıl çizdiklerini titiz şekilde inceliyor ve rahat okunan bir üslûpla yazıyordu. Alt başlık zaten “Modern Ortadoğu’nun Oluşturulması” idi ve eser New York’ta yaşanan 12 Eylül saldırılarından sonra bölgeyi daha yakından öğrenme ihtiyacı hisseden milletlerarası camianın yeniden başucu kitabı oldu.

        Daha önceleri avukatlık, siyasî danışmanlık ve yatırımcılık yapan, “Barışa Son Veren Barış”ın ardından Birinci Dünya Savaşı’nın çıkışını anlattığı “Avrupa’nın Son Yaz Mevsimi” ile daha başka eserler de yazan David Fromkin uzun seneler Boston Üniversitesi’nde dersler vermişti. Ama asıl mesleği tarihçilik değil uluslararası hukuk ve uluslararası ilişkiler idi ve bu konuların profesörüydü.

        ‘ENTEL’ İLE ‘MÜNEVVER’İN FARKI

        Prof. Fromkin meslekten tarihçi olmayanların da profesyonel ayarda eser verebileceklerini göstermiş ve tarih konusundaki yayınların senelerden buyana sadece lâftan ve yorumdan ibaret hâle geldiği Amerika’da bu işi yapılması gerektiği şekilde yapmıştı. Ortadoğu’dan İran’a, Orta Asya’ya, Afganistan’a ve Çin’e uzanan hat üzerinde bugün yaşanan bütün sıkıntıların sebeplerinin ele alındığı ve Türkçe’si yakında nihayet yayınlanabilecek olan “Great Game”i, yani “Büyük Oyun”u yazan ve 2014 Ağustos’unda vefat eden yaşıtı İngiliz gazeteci Peter Hopkirk’in yaptığı gibi...

        Basınımıza üniversiteden transfer olan aydın mı aydın, entel mi entel ve üstad mı üstad bir köşe yazarımız bundan birkaç ay önce David Fromkin’den bahsederken “Çalışmaları öyle pek fena sayılmaz, hattâ akademisyen değil de gazeteci olmasına rağmen araştırmalarının işe yarayabileceğini söyleyebilirim” meâlinde sözler ediyordu.

        Akademisyenin “münevver”i ile “entel”i arasındaki fark işte buradadır: “Münevver” akademisyen kaynak eserler verir; “entel” ve “aydın” olanı ise o akademisyenin mesleğinden bile bîhaber kalıp böyle sadece ahkâm keser!

        Diğer Yazılar