Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        FENER Patrikhanesi'nde patrik hazretlerinin taht salonunda hummalı bir tartışma vardır....

        Türkiye Cumhuriyeti'nin Diyanet İşleri Başkanı ertesi gün patrik efendiyi ziyarete gelecektir ama patrik de, metropolitler de, misafire verilecek hediye konusunda bir türlü karara varamamışlardır...

        Şimdi taht salonundaki o sahneyi hayal edelim:

        PATRİK: "Vre, üç saattir konuşuyoruz hâlâ birşey bulamadık. Adam yarın geliyor, ne verezeğiz?"

        ASIRLIK BİR METROPOLİT: "Patriki mu, hediye niyetine hoca efendiyi senin yeni yaptırdığın gömme banyonda vaftiz etsen? Ahırete imansız gitmekten kurtulur! Göklerden inmiş bir hediye! Daha âlâsını nereden bulacak?"

        Patrik kendi kendine selîs bir Elenika ile "Bizim doksanını devirmiş Hristos artık tam bunadı" gibisinden birşeyler mırıldanır ama cevap vermez...

        BİR BAŞKA METROPOLİT: "Kuyumcu Sarafim'e yaptırdığımız o kırpık elmaslı hediyelik haçlardan verelim... Hani iyi bağış yapan paralı ecnebi müminlerle Amerikan Başkanı'na falan verdiklerimizden".

        BİR DİĞER METROPOLİT: "Mükemmel! Müslümanlar şimdi diyalog, miyalog diyorlar; yarın gelecek olan misafir de diyalog aşkına başucuna asar, her fotoğraf çektirişinde hem haç görünür, hem de sevabı bize gelir!"

        PATRİK: "Vre adamlar diyalog diyorlar ama şimdiden o kadar ile gidip ürkütme!"

        BİR BAŞKA METROPOLİT: "Çektiğin o kendi tesbihini versen... İyi bir jest olur!"

        PATRİK: "Çusss vre! Hem 950 ayar gümüş, hem de tepesinde üç karat koskoca zümrütü var... O tesbihe kaç sene önce Clinton da pek fena bakmıştı ama ona bile kıyamamıştım..."

        METROPOLİTLER HEP BİR AĞIZDAN: "Ey Aziz Hristostomos, ey Yorgos! Bizlere ilham ver!"

        PATRİK (Biraz düşündükten sonra): "Dur duuuur! Hani geçenlerde Müslüman bir genç gelip 'hat' dedikleri Arapça yazılı bir çerçeve getirmişti... Onu nereye koydunuz?"

        PATRİĞİN SEKRETERİ: "Ortalıkta gözükmesin, günaha gireriz buyurmuştunuz, garaja kaldırmıştık... "

        PATRİK: "Arapça yazıda ne dendiğini öğrendiniz mi?"

        PATRİĞİN SEKRETERİ: "Bizim şoför Hristo ilerideki mescidin imamı Hüseyin Efendi'ye sormuş, 'Allah' yazıyor demiş... "

        PATRİK: "Tamaaam... İsa'ya şükür, bulduk! Vre ben Müslüman'ın getirdiği Arapça hattı ne yapayım? İşte onu hediye edelim... "

        GENÇ BİR METROPOLİT: "Efendimiz, hediye gelen birşeyi başkasına hediye etmek ayıp olmaz mı?"

        PATRİK: "Ne ayıbı? Zaten bana böyle şey hediye edilir mi? Atsam atamam, satsam satamam... O Müslüman çocuk getirdi verdi, nezaketimden birşey diyemedim ama İsa sizi inandırsın, tam yedi defa tevbe duası okudum... "

        METROPOLİTLER HEP BİR AĞIZDAN: "Göklerin efendisi hepimizi affetsin!"

        PATRİK (Patrik Vekili Metropolit Stefanos'a dönerek): "Şimdi iyice dinleyin! Müslümanlar'ın reisini benim kapıda karşılamam mümkün değil, cehennemde yanarım... Karşılama işini Stefan yapazak, misafiri alıp yukarıya çıkartazak... Merdivenin başında durmam kâfidir... 'Allah' yazısını da iyi bir hediye paketi yaptırıp misafir odasına koyarsınız, ziyaret birince gazetecilerin önünde veririz. İşte, mükemmel bir diyalog hediyesi!"

        METROPOLİTLER: "Ne zekâ, ne feraset."

        PATRİK: "Tamamdır, karar verilmistir, onlardan gelen hediye gene onlara gidezektir! Haydi, bakalım bize bu ilhamı gönderen azizler için şükür duasına!"

        Diğer Yazılar