Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MARGARET Thatcher, sizlere ömür...

        Tuhaftır; önceki akşam ölüm haberinin duyulmasının hemen ardından bizde yapılan yorumlardan bazılarında İngiltere'nin sabık başbakanı için veryansın ediliyordu.

        Yabancı bir memleketin siyasetçisini sevebilir yahut sevmeyebilirsiniz, size kalmıştır... Ama bu işi nefret seviyesine getirmenin, meselâ bizdeki dar bir çevrenin Thatcher'ın ardından iki günden buyana "kan emici diktatör", "işçi katili" yahut "emperyalist cadı" gibisinden sıfatlar kullanmalarının sebebi ne ola ki?

        Göçüp giden hatun bizim değil, başka bir memleketin siyasetçisidir, politikasını beğenmediğiniz takdirde eleştirmek de hakkınızdır... Ama, İngiltere'nin seneler önceki başbakanının ardından o kişi sanki Türkiye'yi perişan etmiş yerli bir politikacı imişçesine ölümünü "Gitti, kurtulduk!" çizgisine getirmenin hikmeti ne ola ki?

        Şimdi, birilerinin ardından bu kadar veryansın ettikleri ve bundan otuz sene önceki dış haberler muhabirliğim günlerinde söylediği her sözü dikkatle dinlemeye ve hemen her hareketini de yakından takip etmeye mecbur olduğum Margaret Thatcher'ı kendi açımdan anlatayım:

        LİDERLER MUKAYESESİ

        Dünyanın etkili ve karizmatik son liderlerinden idi! 1980'ler öncesinde her bakımdan perişan düşmüş İngiltere o yıllardan sonra bir parça da olsa ayağa kalkabildi ise, bunu önceki gece vefat eden bu hırçın, inatçı ve dediğim dedik kadın sayesinde yapabilmiştir...

        Önce o senelerin dünya liderlerini, Amerika'nın Reagan'ını, Fransa'nın Mitterrand'ını, İngiltere'nin Thatcher'ını, Sovyetler'in Gorbaçov'unu, Hindistan'ın Indira Gandi'sini hatırlayın ve ardından da şimdi onların koltuğunda bulunan zamanımızın liderlerini düşünün: Obama, Sarkozy ve Hollande, sonra da İngiltere ile Hindistan'ın isimlerini hatırlamakta zorlanacağınız başbakanları... Güç ve karizmatik etki bakımından bugün öncekiler ile yarışabilecek tek bir ismin bulunduğunu görürsünüz: Rusya'nın Putin'ini...

        Listeye baktığınızda zaten farketmişsinizdir; Batı dünyasında eski zamanların güçlü liderleri artık yok! Tuhaftır ama, bundan 30 sene öncesinin devlet adamları ayarında lider çıkartamıyorlar.. Fransızlar'ın içerisinde alay niyeti bulunsa da hayranlıklarını ifade etmek için "Tanrı" sıfatı ile bahsettikleri Mitterrand ile geçen seneye kadar cumhurbaşkanları olan Sarkozy'yi ve onun ardından gelen Hollande'ı mukayese edin... Gençliğinde üçüncü sınıf bir sinema oyuncusu olan ama Amerikan ekonomisini ayağa kaldırıp ülkesini daha büyük bir güç hâline getiren Ronald Reagan ile sonraki senelerin herşeyi yüzüne gözüne bulaştıran acemi başkanı "oğul" Bush'u karşılaştırın ve şayet Thatcher'ın iktidar senelerini hatırlayacak yaşta iseniz, onun iktidar seneleri ile İngiltere de son on-on beş sene içerinde başbakanlık yapan politikacıların dünya siyasetinde vârolmayan etkilerini karşılıklı değerlendirin...

        ÖZAL'A GELEN İLHAM

        Böyle bir mukayese yaptığınız takdirde, "Batı dünyası eskilerin ayarında lider çıkartamıyor" demekle neyi kasdettiğimi gayet iyi farkedeceksiniz...

        Margaret Thatcher, İngiltere'nin bir kesimine büyük zorluklara mâlolmasına rağmen memleketini ayağa kaldıran son dünya liderlerinden biri idi. Uyguladığı ekonomik politikalar bizi de yakından etkilemiş ve Türkiye'de onunla aynı zamanda iktidarda bulunan Turgut Özal, ekonomik reformlarını yapabilmenin ilhamını büyük ölçüde Thatcher'dan almıştı...

        İlk büyük özelleştirmelerimizi ve 80'lerin ortalarında yapılan büyük yatırımları bir tarafa bırakalım... Türkiye, artık cebinde tek bir dolar ile yakalanan vatandaşının aylarca hapislerde yattığı bir memleket değil ise, bunda Thatcher'ın ilhamının büyük rolü vardır...

        Diğer Yazılar