Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEZİ Parkı'nda yaşananlar sadece memleketi değil, yabancı dildeki sözlükleri bile hareketlendirdi. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın göstericiler için kullandığı "çapulcu" ifadesi İngilizce'de ânında yer buldu ve sözlüklere "chapulling" diye geçti.

        Bugün İngilizce'nin haricinde daha birçok batı dilinde bizden gitmiş çok sayıda kelime vardır ve bunların başında "yoghurt" hâlini almış olan mâlûm "yo-ğurt"umuz bulunur. Başka örnekler aradığınız takdirde "köşk"ün "kiosk", "yeniçerinin "janissary", "han"ın "khan" yahut "odalık"ın "odalisk" olması gibi "harem", "bulgur" veya "konak" cinsinden dünya kadar kelime bulursunuz.

        Ama bütün bu kelimeler tarihî olaylarla, günlük hayatta kullanılan gereçlerle yahut özel isimlerle ilgilidir, bir fiille alâkaları yoktur. İngilizce'ye bu hafta kazandırdığımız "chapulling" sözü ise İngilizce'ye giren Türkçe kökenli kelimeler arasında "bir fiili ifade eden ilk sözcük" olması bakımından öncülük etmiştir!

        İngilizce'ye tarihî olaylarla yahut günlük araç-gereçlerle alâkası olmadan kazandırdığımız ilk kelimenin ne olduğunu bilir misiniz?

        "Kısmet", yani bildiğimiz şans, talih, kader vesaire gibi kavramların karşılığı olarak kullandığımız kelime...

        AŞK ROMANI SAYESİNDE

        İngilizler, "kısmet" sözü ile 19. yüzyılın ilk çeyreğinde tanıştılar. Kelime, söylenenlere bakılırsa, İngilizce'ye Edward Backhouse Eastwick adında pek meşhur olmayan bir yazarın 1849'da yayınladığı "Genç Mısır'dan Kuru Yapraklar" isimli romanı sayesinde girmiş ve o tarihten sonra halk dilinde değil ama, entelektüel metinlerde ve konuşmalarda sık sık kullanılmıştı. İngilizce'de "kiiizmet" diye telâffuz edilen "kısmet" Elvis Presley'in yahut Rick Springfield'in şarkılarının güftelerinde geçmesinin yanısıra 2008'de çevrilen ve başrolünü Brad Pitt'in oynadığı "Benjamin Button'un Tuhaf Hikâyesi" filminde de kullanılmış ve sıradan Amerikalılar "Nedir bu kiiizmet?" diye birbirlerine sorar olmuşlardı.

        Anglo-Sakson tarihçiler, içerisinde "kısmet" kelimesinin geçtiği bir meseleyi hâlâ tartışıp dururlar:

        İngilizler'in 1805'teki Trafalgar Sava-şı'nda hayatını kaybeden meşhur amiralleri Horatio Nelson'un son nefesini vermesinden hemen önce "Kiss me Hardy", yani "Öp beni Hardy" dediği söylenirdi...

        Hardy, Nelson'un subaylarından Thomas Masterman Hardy idi ama amiralin son nefesini vermesi sırasında yanıbaşında değildi ve tarihçiler iki asırdan buyana, Nelson'un koma ânında ettiği sözün bu yüzden bir saçmalamadan ibaret olduğunu yazdılar.

        NELSON VE ÖPÜCÜK

        Ama, yorumlar birkaç seneden buyana değişti. Bugün bazı tarihçiler amiralin "Öp beni" demek olan "Kiss me" demediğini, "Kismet" sözünü telâffuz ettiğini öne sürüyorlar. Dilciler ise "kısmet" kelimesinin o senelerde İngilizce'ye henüz girmemiş olmasından dolayı böyle bir konuşmanın imkânsızlığını iddia ediyorlar ama karşı taraf "Dünyanın dört bir tarafını görmüş olan Nelson, 'kismet'in ne olduğunu mutlaka biliyordu" diyorlar.

        İngilizler, Türkçe kökenli ilk kelimeyi bir buçuk asırdan daha önceki senelerde bir aşk romanı sayesinde öğrenmişlerdi, ikinci Türkçe kelimeyi de şimdi memleketimizde yaşanan hadiseler sayesinde bellediler ve dillerini zenginleştirdiler...

        Ne kadar güzel değil mi?

        Diğer Yazılar