Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BİRKAÇ senede bir gündeme gelen bazı konular vardır... Birileri bunları ortaya attıktan sonra tartışılırlar, birşeyler yazılıp çizilir ama hiçbir netice elde edilmez ve sadece kafalar karışmakla kalır, o kadar...

        "F klavye", yani "Türk klavyesi" tartışması da bunlardan biridir...

        Şimdiye kadar arada bir ısıtılıp ortaya sürülen klâvye meselesi, geçen hafta resmiyet kazanmış ve başbakanlık genelgesine konu olmuş. Genelgede kamu kurum ve kuruluşlarında kullanılacak bütün bilgisayarların 2017'nin sonuna kadar "F" klavyeye dönmesi emir buyuruluyormuş!

        Uygulama sadece resmî daireler ile sınırlı kalsa eyvallah, "devlet kendine ait mekânlarda istediği klavyeyi kullansın ve kullandırsın" diyeceğim ama yönetmeliğin sonunda "aynı klavyenin özel sektörde teşvik edilerek yaygınlaştırılması" diye bir cümle daha var... Bu, Türkiye'ye gönderilecek olan bilgisayarlara mutlaka F klâvye olmaları şartının getirilebileceği ve sadece devlet memurlarının değil, herkesin bu klavyeyi kullanmaya mecbur tutulabileceği demektir!

        KLAVYEMDEN DEVLETE NE?

        Meselenin anlamadığım tarafı da işte burada: Bu zorlama, bu müdahale neden? Klâvye konusunda "teşvik" denen ceberrutluğun, zorlamanın sebebi ne? Nerede ise elli seneden buyana kullandığım klavyemden devlet ne istiyor?

        Ben okuyup yazmayı mektebe gitmeden önce, dört-beş yaşlarımda iken öğrendim ve öğrenmemin ardından evimizdeki daktiloyu da yavaş yavaş kullanmaya başladım.

        O senelerde Türkiye'deki klavyeler Fransız sistemine göre idi, tuşlar "AZERT..." diye başlardı. Sonra klavyelerde küçük değişiklikler oldu, "AZERT..." sırası "AIERT..." yapıldı ve 1980'lerde bilgisayarın yaygınlaşması ile "QWERT..."e döndük. Bu klavyelerde bir-iki harfin dışında herşey hemen hemen aynı yerde olduğu için alışmakta öyle zorluk falan çekmedik.

        Ben ve daha birçok arkadaşım A klâvye daktilo kullandığımız sırada "Türkçe" denen F klâvyeli daktilolar da çıkmıştı, makine ile yazmaya yeni başlayanlar bu yeni sistemi tercih ettiler ama eskisine alışmış olan bizler klavyemizi değiştirmedik ve bilgisayarda da Q'yu tercih ettik. Haberleşmede telekslerin kullanıldığı senelerde daktiloları F olan gazeteci arkadaşların, yurtdışına gittiklerinde tamamı Q klâvye olan telekslerin başında nasıl apışıp kaldıklarını gayet iyi hatırlarız.

        ACABA DENESEM Mİ?

        Aynı sıkıntı bugün de yaşanıyor ve bundan sonra da yaşanacaktır! Yurtdışına iş için gidecek olan gazeteciler, işadamları yahut devlet görevlileri, F klâvye kullandıkları ama dizüstü bilgisayarlarını yanlarında götürmedikleri takdirde otellerin yahut basın merkezlerinin bilgisayarlarına muhtaç oldukları anda, maalesef aynı şekilde bakakalacaklardır! Zira dijital haberleşme cihazları Latin alfabesini kullanan her yerde artık Q klâvye iledir ve bu klâvyeleri kullanmak F'ye alışmış olanlar için büyük derttir!

        Birilerinin senelerden buyana bıkmadan ve usanmadan ortaya attığı bu klâvye saplantısı, yayınlanan genelge ile artık resmî uygulama haline getirildi...

        Bir taraftan "globalleşme"den ve "dünya ile uyum sağlama"dan, vesaireden bahsediliyor ama dünyanın dört bir tarafında standart hale gelmiş klâvyeler bir tarafa atılıp "bize mahsus" olanların kullanılması emrediliyor ve tezadın daha da garibi var:

        Memlekette "Türk" kavramı tartışılıp duruyor, "Türküm" demek artık nerede ise ayıp hâle geliyor, resmî dairelerin isimlerinden ve tabelâlarından "TC" ibaresi ardarda kaldırılıyor, İstiklâl Marşı'nın okunmasını bile bizzat vali yardımcıları engelliyorlar ve bütün bunların arasında "millî" bir iş edilip klâvyemiz Türkleştiriliyor!

        Ben bu "F klâvye" dayatmasına tamamen karşıyım ama "Türk" sözüne bundan böyle sadece klâvyelerde rastlayabileceğimize göre elli senedir kullandığım yabancı klâvyeyi terkedip "F"ye alışmaya çalışsam mı diye düşünmüyor değilim!

        Diğer Yazılar