Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SİYASET ve medya dünyasında günlerdir neredeyse tek konuşulan mesele Melih Gökçek’in istifa edip etmeyeceğiydi. Bu konuda yazan bütün gazeteciler, Gökçek’in istifa edeceğini ve döneminin bittiğini söylediler. Ben bunun aksini iddia eden galiba tek köşe yazarıydım. Pazartesi gecesi Habertürk TV’de, Gökçek’in göreve devam edeceğini söyledim. Çarşamba Habertürk Gazetesi’nde detaylı olarak yazdım.

        Oysa herkes aynı görüşte iddialıydı. 5 Ekim gecesi Erdoğan-Gökçek görüşmesi esnasında televizyonlardaki yorumcuların hepsi bu işin bittiğini ileri sürüyorlardı. Gökçek’e en yakın bilinen isimlerle konuştuğumda da görüşler farklı değildi. Oluşan havanın etkisiyle onlar da Beştepe çıkışı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın istifasını vereceğine inanıyorlardı. Ben buna hiç inanmadım ve sonunda herkes yanıldı. Peki neden yanıldılar? Bence bunun sebebi, bu meseleyi siyaset bilimi açısından analiz etmeyip sadece Ankara dedikodularına göre hareket etmiş olmaları. Gökçek’in bazı en yakınları bile kendilerini bu havaya kaptırdılar. Oysa olacağı söylenen bir gelişme akla, ilm-i siyasete ve hayatın olağan akışına uygun değilse, bütün AK Parti ileri gelenleri bile aynı kulisi fısıldasa yine o olay gerçekleşmez. Nitekim tüm bu “haber kaynakları” gazeteci meslektaşlarımı yanılttılar.

        HABERLERE INANMADIM, ÇÜNKÜ...

        BENCE o “haber kaynakları” Recep Tayyip Erdoğan fenomenini hâlâ iyi teşhis edememişler. Erdoğan, siyasi hayatı boyunca politikaya akıl çerçevesinden baktı. Eğer Gökçek’in Ankara’yı kesin olarak kazanamayacağından, onun yerine başka bir ismin kazanacağından emin olsa bu operasyonu yapardı. O zaman da Melih Bey çarşamba günü yazdığım gibi “Emir demiri keser” diyerek hemen istifa ederdi.

        Fakat siyaset bilimi perspektifiyle olaya bakacaksak şu soruları sormalıyız: Son anketlerde Gökçek’in Ankara oylarında dramatik bir düşüş var mı? Hayır. Rakamlar şu an iyi görünüyor. Peki onun yerine Ankara’da büyük rüzgâr estiren yeni bir AK Partili siyasetçi var mı? Hayır, öyle bir isim de yok. Dolayısıyla Gökçek’in dışlanacağı bir süreçte bilakis Ankara’nın tamamen kaybedilme olasılığı yüksek görünüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm bu rakamları iyi biliyor ve değerlendiriyor.

        2019 KESİN Mİ?

        PEKİ Gökçek’in 31 Mart 2019’da Ankara’yı kazanacağı kesin mi? Elbette hayır. Geçen seçim yüzde 1 farkla sandıktan çıkabildi. O nedenle 31 Mart 2019 konusunda Erdoğan’ın Gökçek’in tepesinde şimdiden Demokles’in kılıcını sallaması çok doğal ve haklı görünüyor.

        Bu seçimde Melih Gökçek’in AK Parti adına yüzde 50 oyu hedeflemesi ve bu uğurda büyük bir performans sergilemesi şart. Ben Cumhurbaşkanı’nın bütün AK Parti belediye başkanlarına aynı tazyiki yapacağını, öte yandan oy oranı çok düşenlerden de istifasını isteyeceğini düşünüyorum.

        BU OLAYDAN ÇIKAN DERS

        “ÇOK önemli şahıs” ya da “şahıslar” size istedikleri kadar “kesin” olarak kritik bir bilgi veriyoruz desinler, o bilgiyi akıl süzgecinden geçirmek ve olacağını iddia ettikleri eylemin faydamaliyet analizini yapmak zorundasınız. Aksi takdirde yaş tahtaya basarsınız.

        Ha diyebilirsiniz ki, “Bu ülkede akla aykırı işler yapılmıyor mu?” Tabii ki yapılıyor ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim kazanmak hususunda akla aykırı bir iş yaptığına henüz kimse şahit olmadı...

        ***

        İçeride neler konuşulmuş?

        GELELİM bütün bu okların işaret ettiği 2.5 saati aşan görüşmeye... Perşembe akşamı gerçekleşen görüşmenin ertesinde “istifa”yla ilgili hiçbir açıklama yapılmadı ama Melih Gökçek, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile projelerini konuştuğuna dair tweet’ler attı.

        Sonrasında ise herkes sessizliğe büründü. Peki ama onca zaman içeride ne konuşuldu?

        Güvendiğim çeşitli kaynaklardan edindiğim bilgilere göre 1.5 saati aşkın bir süre Melih Bey, Ankara’yla ilgili projeleri anlatmış, Cumhurbaşkanı’nın fikirlerini almış, karşılıklı görüş alışverişi yapmışlar.

        Geri kalan zamanda da geçmişe dair konuşmuşlar. “İstifa” kelimesi dahi geçmemiş, konu hiç açılmamış...

        ***

        Ateş olmayan yerden duman çıktı mı?

        MADEM konu dahi açılmadı, nereden çıktı bu istifa meselesi? Elbette ki ortada hiçbir şey yokken işin bu noktaya tesadüfen vardığını söyleyemeyiz.

        Öncelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 için genel olarak tüm belediyeleri hareketlendirmek, sarsmak ve telaşlandırmak istiyor.

        Melih Gökçek meselesinde birkaç şey oldu. Birincisi genel olarak tartışılan bir mevzu, tartışmalı ve sansasyonel bir isim olduğu için Gökçek özeline çekilmeye çalışıldı.

        İkincisi, Cumhurbaşkanı da bunu önlemek için bir şey yapmadı, aksine böyle bir tartışmanın açılmasına katkı sağladı.

        Anladığım kadarıyla Erdoğan, Türkiye genelinde belediyeler yarışını kızıştırmak ve başkanların yerlerini kanıksamalarını engellemek istiyor.

        Gökçek tartışmasına da Ankara Belediyesi’ni harekete geçirmek ve 2019 için hiçbir şeyin garanti olmadığını göstermek için yol verdiğini düşünüyorum.

        Diğer Yazılar