Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HER konuda olduğu gibi sağlık ve gıda konusunda da birbirimizi yemeyi ve gerçekleri aramak yerine şehir efsanelerine kulak vererek yol almayı tercih ediyoruz. Bravo doğrusu! Şeker fabrikalarının bir kısmının özelleştirilmesi meselesi gündeme geldiğinden beri yapılan tartışmaları izlerken saçımı başımı yoluyorum. Absürtlüğün sınırlarında gezinenler var! Yahu bari bu konularda siyasi çekişme olmasın! Gıda hepimizin gıdası, sağlık hepimizin sağlığı!

        Nedir bu meselenin aslı, kavga nereden çıkıyor? Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile nişasta bazlı şeker üretimi arasında nasıl bir ilişki var? Devlet şekerpancarı üreticisini boğmak, yok etmek mi istiyor? Ülkeyi Amerikan şirketlerine peşkeş mi çekiyorlar? Bu satılan fabrikalar 5 yıl sonra kapanacak mı? Bu tüyler ürpertici soruların cevapları ekranlarda muhalefet partisi mensuplarınca, hatta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından dillendiriliyor. “NBŞ” diye kısaltılan sıvı şekerin tüm pazarı domine edeceği söyleniyor ve bununla şekerpancarı fabrikaları arasında bir ilişki kuruluyor.

        Tüm bunların ne demek olduğunu anlamak, şeker meselesinin ana hatlarını öğrenmek için yola çıktım. Tarım Bakanlığı, çok tartışılan Cargill şirketinin yöneticileri, bu konu üzerine çalışan uzmanlar ve geçtiğimiz aylarda kapatılan Şeker Kurumu çalışanlarıyla konuştum.

        ***********

        KAÇ PANCAR ŞEKERİ, KAÇ NBŞ FABRİKASI VAR?

        TARTIŞMA şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden çıktığına göre oradan başlayalım... Öncelikle şeker fabrikalarını ikiye ayırmak gerek: Pancardan şeker üretenler ve nişasta bazlı şeker diye tanımlanan ve Türkiye’de mısırdan üretilen sıvı şeker üreticileri. Pancardan şeker üreten toplam 33 fabrika var. Bunların 8’i zaten özel ya da kooperatif işletmesi. 1992’de Kayseri ve Konya kooperatif olarak üretime geçmişti, ilk gerçek anlamda özel pancar şekeri fabrikaları ise Kütahya ve Adapazarı. Bunlar 2005’te özelleşmiş.

        Şimdiki tartışmanın konusu, halen devlet işletmesi olan 25 fabrikanın 14’üyle ilgili. Yani sürecin sonunda 22 özel, 11 devlet fabrikası olacak pancardan şeker üreten.

        Gelelim NBŞ üreticilerine... Bunların tamamı özel. Tarım Bakanlığı’ndan aldığım bilgiye göre 10 fabrika var, 5’i tamamen dış pazara yönelik üretim yapıyor, 5’i ise yurtiçine üretiyor. Bunlara “kota sahibi” deniyor.

        Bu 5 şirketlerin 2.5’i yabancı (Cargill’in PNS (Ülker) ile ortaklığı var, yani yarı yerli-yarı yabancı-N.A.)

        ***********

        2002 ÖNCESİ NBŞ ORANI YÜZDE 25!

        ÖZELLEŞTİRME bahsinde sıklıkla NBŞ kotasından ve fabrikalar satıldığında piyasanın nişasta bazlı şeker kontrolüne gireceğinden bahsediliyor. Nedir bu kota meselesi? Nereden ve nasıl çıkmış?

        Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk olarak 1956 yılında bir şeker kanunu çıkmış. Ancak bunun kotayla filan alakası yok. O dönem kota yok; çünkü zaten şekerin tek kaynağı pancar. Devlet şekerin fiyatını belirlemek için çıkarmış bu kanunu.

        İlk NBŞ üretimi 1986’da, Sunar şirketiyle başlamış. 1989’da ise piyasaya Cargill girmiş. 1989’dan 2002’ye kadar herhangi bir kota, kısıtlama yok! İlk kez 2001 yılında Kemal Derviş yasaları kapsamında bir şeker kanunu hazırlanıp, 2002-2003 yılında uygulamaya konmuş. O döneme kadarki oranları araştırdım: 2001’de piyasada NBŞ’nin pancar şekerine oranı yüzde 25’leri buluyor, üretim 460 bin tonlarda!

        Böyle olunca devletin fabrikaları ciddi zarara girmiş ve kota kararı alınmış. O günden beri de NBŞ’nin genel pazar payı yüzde 10’da tutuluyor. Bırakın bu oranın artmasını, aşağı çekileceği yönünde Başbakan’ın açıklaması var. Henüz somut bir paket yok ama hükümet böyle bir adım atabilir.

        ***********

        ÖZELLEŞTİRME İLE NBŞ ÜRETİCİLERİ ARASINDA NASIL BİR BAĞLANTI VAR?

        DEVLETİN elindeki 14 fabrikanın özelleştirilmesinin NBŞ üreticilerine pazarı peşkeş çekmek anlamına geleceği, hedefin bu fabrikaların pancar yerine mısır şekeri üreten yabancı şirketlere bırakılması olduğunu ileri sürenler var.

        Açıkçası yaptığım onca görüşme ve okumada bu iddiayla ilgili en ufak bir ize rastlamadım. Şeker fabrikalarının özelleşmesi ile NBŞ üretiminin artması arasında hiçbir bağlantı yok! İki konunun birbiriyle ilgisi bulunmuyor!

        Bakın, pancar şekeri fabrikalarının teknolojisi ile mısır şekeri fabrikalarının teknolojileri birbirlerinden tamamen farklı. Ve birinin diğerine dönüştürülmesi, sıfırdan fabrika kurmaktan çok daha maliyetli. Yani özelleşen pancar şekeri fabrikaları 5 yıl sonra NBŞ üreticilerine dönüşemezler!

        ***********

        KOTA OLMALI MI?

        AÇIKÇASI bu çok zor bir soru. “Olmamalı” deyince hemen NBŞ üreticilerinin maşası olmakla itham ediliyorsunuz. Ben şunu söyleyeyim:

        Dünyadan örneklerle gidecek olursak bu sorunun cevabı net: İtham edilmeyi göze alarak söylüyorum: Olmamalı. Zira dünyada bunun bir örneği yok! Hiçbir ülkede nişasta bazlı şeker kotası bulunmuyor! En son AB’de 1969 yılında çıkan bir kota uygulaması vardı. O da Eylül 2017 itibarıyla son buldu. Yani bizim dışımızda bütün pazarlar serbest.

        Bunu söylemekle birlikte elbette NBŞ’nin son derece sinsi bir şeker olduğunu, obezitenin baş sorumlusu kabul edildiğini hatırlatmam gerek. Özellikle içeceklere konabilmesi nedeniyle şeker tüketiminin artmasının başlıca sebebi.

        Ama bunun önüne geçmek, devletin kota koymasıyla olsa pancar şekeri pazarın yüzde 90’ına sahip olduğu için sorun yok derdik. Halbuki sorun var, obezite oranları artıyor.

        Peki neden artıyor? Türkiye’de pancar üreticileri tehdit altında mı? Pancar şekeri üretimi artmalı mı? A kotası, B kotası, C kotası ne demek? Az zararlı-çok zararlı şeker ayrımı var mı? Dünyadaki en pahalı şekeri kim üretiyor? Devlet, fabrikaları neden özelleştirmek istiyor? Cargill ve Ülker ne diyor? Bir sonraki yazıya...

        Diğer Yazılar