Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İNSANLIK tarihine bir göz atın; bakın hayatımızı kolaylaştırmak ve güzelleştirmek için neler icat etmişiz neler: Elektrik, aşılar, matbaa, telefon, radyo... Bunlar yetmemiş, uzaya bile açılmışız... Falanca gezegen, filanca evren, başka gezegenlerde hayatlar, nükleer fizyon... Tartışıp duruyoruz. Ama ne hikmetse şu evlilik denen kurumla ilgili problemlere o çalışan kafamıza ve yaratıcılığımıza rağmen bir türlü doğru dürüst çözüm getirememişiz. Yoksa 2500 yıl önce Sokrates’in “Evlilikte ya mutlu olursunuz ya da filozof” sözünü hâlâ büyük tezahüratla alkışlamazdık. Neyseki son 15 yıldır bilim bu konuya da her zamankinden çok eğilmeye, istatistiki incelemelerle (rakamlarla) ilginç açıklamalar getirmeye başladı. Önerileri, o kalıplaşmış (“Bol bol konuşun, tatile çıkın” tarzındaki) basmakalıp çarelerden çok daha farklı. Bu araştırmalara ağırlık verilmesinin ana sebebi ise son 15 yıldır global olarak her türlü işyerinde düşen çalışma kalitesinin mutsuz evlilikler ve hızla artan boşanmalara bağlanması. Psikologlar, insanlara evliliklerinde mutlu olabilecekleri doğru düzgün ipuçları verilebildiğinde dünyaya barışın bile geleceğine inanıyorlar...

        Dünyaya barış gelir mi, bilmiyorum, ama en azından bireysel mutlulukla dünyadaki keşmekeşe daha kolay dayanabileceğimiz bir gerçek. Şahsen en ilgimi çeken araştırma, Washington Üniversitesi’nden Psikolog Dr. John Gottman tarafından gerçekleştirilmiş. Gottman; araştırmalarına 1986 yılında değişik kültür, inanış ve eğitim derecesinde binlerce evli çiftle başlayıp her çifti günümüze kadar takip etmiş. Her 5 yılda bir çiftlere, başlarına (kan akış ve kalp atışlarını ölçen) elektrotlar bağlayarak sorular sorarak dosyalar dolusu arşiv oluşturmuş. Çiftlerin nasıl tanıştıkları, tatilde neler yaptıkları, sanat ve politik görüşleri gibi genel soruları yanıtlayış biçimlerini incelemiş. Sakin ve yavaş ses tonuyla yanıt verenler, biri konuşurken dinleyenler, söz kesmeyenler, günümüze kadar mutlu bir evlilik sürdürürken... Heyecanlı, yüksek sesle aşırı mimiklerle, birbirleriyle yarışırcasına konuşanlarda maalesef ilk 5-10 yılda boşanma gerçekleşmiş. Tavırsal farklılığı Dr. Gottman, bir kuş örneğiyle veriyor: “Çiftlerden birinin ‘A ne güzel bir kuş’ diyerek camdan dışarıyı işaret ettiğini farz edelim. Diğer eş 2 çeşit tavırdan birini sergiler: a) Sessiz kalır, ‘Gitmiştir şimdi’ ya da ‘Bana ne kuştan’ diye düşünür... b) Kuşu görmeye gider, gitmese bile nezaketen ilgilendiğini belirten bir söz söyler. Burada (a) şıkkını bilinçli ya da bilinçsiz uygulayan birey, bu evliliğin % 94 bitme sebebidir. Araştırmalarımız, bu örnekten de görüldüğü üzere evliliğin, tahmin edildiğinden çok daha hassas dengeler üzerinde yürüdüğünü göstermiştir. Ve işin ilginç tarafı çiftlerin seks hayatlarının ve yaşam kalitelerinin mükemmelliği, çocuk olup olmaması bu evliliğin (kanuni ya da manevi olarak) bitmesini engellememektedir. (a) şıkkındaki bireyin psikolojisi pozitifi değil ‘negatifi’ görme ve dile getirme alışkanlığında olacağından kelimeleriyle eşinde de kendine güvensizlik, sevilmeyen, takdir görmeyen insan duygusu uyandıracaktır.”

        Buraya kadar okuduktan sonra ne dediğinizi duyar gibiyim: “Bunları biliyoruz zaten. Ne yapalım yani? (a)’daki gibi davranan eşimizin psikolojisini değiştirecek halimiz yok. O öyle bir kişi. Kişilik değişmez!” İşte Dr. Gottman bu noktada güzel bir öneri ileri sürüyor: “Nasıl ki kaslarınızı güçlendirmek için spor yapıyorsunuz, evliliğinizi de şekillendirmek için ne psikolojide olursanız olun uygulayabileceğiniz bir egzersiz var: Tartışmalarınızda, hayal kırıklıklarınızda eşinizle anlaşarak ‘Sen’ yerine ‘Ben’ diyeceğiniz cümleler kurmaya başlayın. Mesela ‘Gene geç kaldın’ değil ‘Merak ettim’, ‘Yardım et’ yerine ‘Yardıma ihtiyacım var’ gibi!.. Bu egzersiz her iki tarafta suçlama alışkanlığını köreltecek, değer yargılarını değiştirecektir. Pozitif etkisini gösterme süresi sabrederseniz sadece 3 aydır!”

        3 ay bile olsa dayanması zor değil mi? Ama filozofluk daha zor inanın!

        Gelelim bekârlara, evliliğe adım atmak üzere olanlara... Onlara öneriler de aşağıda:

        İŞTE SORULAR:

        Psikolog Arthur Aron, bilimsel makalesinde çiftlerin aşağıdaki soruları sorduktan sonra (hayata bakış açısından) birbirleriyle uyumlu olup olmadıkları hakkında bir fikirleri olacağını, uyumlu iseler gerçek aşkı yaşayacaklarını iddia ediyor. Zira bu sorular evlilik süresince partnerinizin nasıl davranacağı konusunda iyi bir fikir veriyor. Haydi kolay gelsin!

        1- Akşam yemeğine (mümkün olsa) tüm dünyadan kimi davet ederdin?

        2- Meşhur olmak ister miydin, ne olarak meşhur olmak isterdin?

        3- Telefon etmeden önce neleri konuşacağını planlar mısın? Neden?

        4- Mükemmel bir gün ne demektir?

        5- Kendin veya başkası için şarkı söyler misin?

        6- 90 yaşına geldiğinde fiziksel olarak mı, mental olarak mı 30 yaşında kalmak isterdin?

        7- Zaman zaman “Nasıl ölmek isterdim?” diye düşündün mü?

        8- ”Eşinle ortak 3 özelliğin olacak” deseler, hangi özellikleri seçerdin?

        9- Hayatta en çok minnet duyduğun şey nedir?

        10- Yetiştiriliş tarzında tek bir şeyi değiştirme hakkın olsa bu ne olurdu?

        11- Tam 4 dakikada bana hayatını anlat.

        12- Yarın kalite ve yetenek açısından neye sahip olarak uyanmak isterdin?

        13- Önüne kristal top konulsa geleceğinle ilgili neyi bilmek isterdin?

        14- Uzun süre hayalini kurduğun bir şey var mı? Varsa neden gerçekleştirmedin?

        15- Hayatındaki en büyük başarın nedir?

        16- Bir arkadaşlıktaki en önemli şey nedir?

        17- En önemli anın hangisidir?

        18- En kötü anın nedir?

        19- Bir yıl ömrün kalsa şu andaki hayatında neyi değiştirirdin? Neden?

        20- Arkadaşlığın anlamı nedir sence?

        21- Aşk, sevgi0 anlamı nedir bunların?

        22- Bana benimle birlikte olmak istemenin (beni sevmenin) 5 sebebini sayar mısın?

        23- Aile ilişkileriniz sıcak mı? Çocukluğun mutlu muydu?

        24- Annenle ilişkini özetler misin?

        25- Bana ikimizle ilgili “Biz” diye başlayan duygularımızla ilgili 3 cümle söyler misin?

        26- Eşinle iyi bir arkadaş olmak için gerekli tek bir şey söyler misin?

        27- Kimselere söylemediğin, hoşlandığın 3 şeyi bana sayar mısın?

        28- Hayatında utandığın bir anı benimle paylaşır mısın?

        29- En son ne zaman tek başına ve birilerinin yanında ağladın?

        30- Yanında ağladığın kişilerle ilgili 3 pozitif şey söyler misin?

        31- Çok ciddi bir konuda yakınların dalga geçtiğinde tepkin ne olur?

        32- Bu gece ölecek olsan bir kişiye itiraf etmen gereken bir şey var mı? Varsa neden söylemedin?

        33- Evin yanıyor, aile bireylerini varsa hayvanlarını kurtardın. Bir şey daha kurtarmaya vaktin var. Neyi kurtarırdın? Neden?

        34- Tüm ailende kimin vefatı seni en çok üzerdi? Neden?

        35- Soruyu soran burada kişisel bir problemini anlatarak “Bana ne önerirsin?” diye soracak.

        36- Şu cümleyi tamamlar mısın: Keşke hayatım boyunca yanımda ............ paylaşacağım bir insan olsaydı.

        Diğer Yazılar