Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CHP on yıllarca rejim bekçiliğinin dışında çok az şeyle ilgilendi. Kılıçdaroğlu ile beraber CHP yenileniyor heyecanı oluştu ve fakat yıllar içinde bunun öyle kolay olamayacağı da anlaşıldı. Nihayet bir parça yeni olan şeylere tanıklık edebiliyoruz. CHP, 2015 seçim bildirgesiyle nihayet faniler arasına indi. Projelerinden bahsediyor ve o projelerin hayata geçmesi için “oy alması gerektiğinin” farkına varmış durumda. “Ekonomi” diyor, “Esgari ücret” diyor, “Emekli” diyor, “çevre ve şehircilik” politikalarından, “sektörel teşvik”ten bahsediyor. Kamuda çalışan 800 bin taşeron işçisinin ve emeklilerin Kılıçdaroğlu’na bu kez daha farklı bir şekilde kulak verdiğine birçok kişi tanık.

        Öte yandan bu memnuniyetsiz kitleyi tatmin etmeyi vaat eden CHP’nin bunu nasıl yapacağı gerçekten önemli bir konu. “Biz size kaynak sorduk mu, siz de sormayın” diyorlar. Sormaya gerek yok sahiden. Çünkü bizzat CHP’nin resmi Twitter hesabından açıklanan bazı rakamlar neyi kaynak olarak kullanacaklarının itirafı. Paylaşılan tabloda şu veriler kullanılmış: Tüm 79 yıl ve 57 hükümetin vergi geliri, özelleştirme gibi kalemlerden devletin elde ettiği miktar 779 milyar dolar iken AK Parti hükümetinin iktidarda olduğu 13 yılda elde ettiği miktar 1 trilyon 869 milyar dolar. Bu rakamlardan, AK Parti döneminde maliye iyi çalışmış, hükümet devlete yük olan yapılardan kurtulup gelire dönüştürmüş sonucu çıkıyor. Bu şekilde AK Parti reklamı da yapmış olan CHP; AK Parti hükümetinin biriktirdiklerini harcamayı planladığını da bir biçimde ifade etmiş oluyor.

        İlginç değil mi?

        Normalde çok sağlam bir değişimin gerçekleşmesi gerektiğini iddia eden genelde muhalefet partileridir. Bizde sistemin asla değişmemesi gerektiğini iddia edenler muhalefet partileri.

        En başta CHP, “Başkanlık sistemine ne gerek var şimdi, böyle iyi işte’’ modunda.

        Bir ülkenin yangın yerine döndüğünü iddia ediyorsanız, ki CHP hep bunu ifade ediyor, devralmaya talip olduğunuz şeyin “enkaz” olduğuna dair bir öngörünüzün olması gerekir. Çünkü yangın yeri, eşittir ekonomik harabedir. Ama seçim bildirgesinden anlıyoruz ki CHP “hazine’” devralmaya talip. Kaynak olarak gösterdiği şey “yeni Türkiye”nin birikiminden başkası değil. AK Parti döneminde oluşan bütçe hacmini, AK Parti’nin oluşturduğu mali disiplin ve bütçe disiplinini kendi sıçrama tahtası olarak kullanmayı planlıyor.

        Bunu anlarım. Çünkü Türkiye, eğer CHP iktidarda olsaydı asla elde edilemeyecek bir seviyeyi yakalamış durumda. CHP’nin dağıttığı hayali ulufeler de bu gerçeğin itirafı.

        Anlamadığım şu: Madem “böyle iyi”, madem devletin kapasitesi iddia ettiğiniz gibi felaket bir durumda değil, neden felaket tellallığı yaptınız? Neden ülkeyi kutuplaştırdınız?

        Sebep Kılıçdaroğlu’nun yardım amacıyla yola çıktığı bilinen ve hatta Gürsel Tekin’in içinde olmak istediğini söylediği Mavi Marmara’ya “Korsan gemisi” diyerek iftira atmasında saklı olsa gerek. Sebep “seküler dış politika” gibi tuhaf bir vaadi o bildirgeye koyduran aklın oyun bahçesinin kural koyan kabadayısına selam çakma planı olsa gerek.

        CHP, ülkenin kötü yönetildiğini filan düşünmüyor. Sadece Erdoğan ile geçinemeyen Batılı küresel aktörlere partner olmaya çalışıyor.

        CHP’nin HDP sevgisi ve AP’den gelen koalisyon teklifi

        BİR soru.

        HDP büyük oranda CHP’li kitleden, daha doğrusu şimdi oylarını CHP’ye verecek laik duyarlıklı, kısmen demokrat, Batıcı modernlerden oy kaçırmaya yönelik bir çalışma yapıyor. Normal şartlarda CHP’nin HDP’den ciddi şekilde rahatsız olması gerekir, HDP’yi karşısına alması gerekir. Oysa biz tam tersini gözlemliyoruz. CHP ile organik bağı olanların ekranlarda HDP övgüsü yaptığına bile tanık oluyoruz.

        Herhalde bunun da nedeni, geçen hafta Türkiye’yi ziyaret eden ve partilerle görüşen AP Başkanı Martin Schulz’un “7 Haziran’da koalisyon görünüyor. Diğer partilerle koalisyon hakkında ne düşünüyorsunuz?” yolundaki manipülasyonudur. Nitekim Kılıçdaroğlu, “Kriterlerimize uyduğu sürece MHP ve HDP ile koalisyonu düşünürüz” diyerek yeni bir tartışma başlattı.

        Öyle ya, enkaz değil hazine devraldığının farkındaysan birikimi “adil” biçimde çarçur etmenin en kestirme yolu koalisyondur.

        Diğer Yazılar