Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fatma Dilara Y.’nin Pendik-Kadıköy hattında sefer yapan minibüste bir “sanatçı adayı” tarafından maruz kaldığı saldırıyı duymayan kalmamıştır. Dilara’nın tek suçu neydi hatırlayalım: Başörtülü olmak. Olay şöyle gelişir: Almıla K., bir anda minibüste yanına oturan kişiyle birlikte, fizik öğrenimi hakkında konuşan Dilara’nın başörtüsüne asılır. “Siz teröristsiniz, sizin yüzünüzden herkes ölüyor. Sen başın kapalı okuyamazsın” diyerek hakaretlerde bulunur ve genç kıza tekme atarak başörtüsünü çıkarır. Neye uğradığını şaşıran Dilara yediği tekmenin acısını/şokunu yaşarken, Almıla K. hâlâ bağırmaktadır. Şoför devreye girerek Almıla K.yı sakinleştirir ve minibüsü Maltepe Cumhuriyet Karakolu’nun önüne çeker. Şoför, Dilara ve arkadaşları durumu polislere bildirir. İfadeler alınır. Adli işlem yapılır.

        Yukarıda, Almıla Hanım’ı Dilara’nın başörtüsüne saldırtan çılgınlığı ifade ederken “bir anda” dedik, ama lafın gelişi o.

        KORKULAR BOŞ DEĞİLDİ

        Facebook hesabından anlaşıldığı kadarıyla hatun kişi bunu misyon edinmiş. Sosyal medya hesabından 27 Temmuz 2016’da paylaştığı skandal cümleler şöyle: “Açıkçası ben tesettürlüleri 2000’lerin başından beri dövüyorum. Ondan önce de küfrederdim. Çok defa lince uğradım. Bana katılıp kalabalık tesettürlü grubunu dövdüğümüz siyasi kızlarla da karşılaştığım oldu. Siz de dövün. Zorla başlarını açmaya çalışın, sorarlarsa AKP artık Kemalist dersiniz.”

        Yani Almıla K. spor olsun diye başörtülü dövüyor, bazen de bunu kalabalık topluluklarla icra ediyor, bununla övünüyor, eleştirildiği ya da engellendiği zamanları ise “linç” diye nitelendirerek “mağduriyet” izlenimi vermeye çalışıyor.

        “Kadın deli, uzatmayın” diyebilirsiniz, öyle bile olsa pek profesyonel, üstelik delilik bulaşıcı, müşterisi var. Her dönem oldu.

        Nitekim, bu yüzden şaşırmıyoruz.

        “Aaaa, ne enteresan, bir yaşımıza daha girdik” diyemiyoruz.

        Üzgünüm ama başörtülü kadınlar yıllarca böyle şeylerle karşılaşma korkusuyla yaşadı. Korkularının boş olmadığını gösteren olaylar yaşadılar. Zaten bakın ne diyor Almıla: “2000’lerin başından beri dövüyorum.” Yalan değil, yapanları, tevessül edenleri vardı, ama muhatapları sinikti, sisteme güvenmiyorlardı ve yaşadıkları şeyleri yetkililere, olmadı STK’lara şikâyet etme, belgeleme konusunda olağanüstü pasiftiler.

        Dilara’nın başına gelenler üzerinden genelleme yapılabilir mi? Hadise bütün CHP’lilere ya da başını örtmek istemeyenlere, tesettürden hazzetmeyenlere mal edilebilir mi? Asla. Bu ülke genel itibarıyla tesettürlü-tesettürsüz karşıtlığını aştı, geride bıraktı. Ama kabul edelim, aşamayanlar ve aşamayanlara yancı olmaktan memnuniyet duyanlar hâlâ var. Bu yüzdendir ki Dilara’yla özdeşleşenler, onun uğradığı muameleye maruz kalma endişesini taşıyanlar; Almıla K. gibilerinin var olduğunu bilerek yaşıyor. Girdikleri her ortamda göz ucuyla herkesi süzme, tehlike gelirse kimden gelir diye tartma alışkanlığımız bundan.

        Şahsen, Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu çıkıp da “Gelinim Zehra’yı dövdüler, daha başka şeyler de oldu” dediğinde inanmış olmam bundan. İnandım, çünkü bunu yapmayı düşünen, düşündüğünü de gizlemeyen çok kişi gördüm.

        Dilara’nın şansı yanında arkadaşlarının olmasıydı. Olayın kapalı bir ortamda gerçekleşmesi, failin şoförün de uyanıklığı sayesinde ortadan kaybolma fırsatını yakalayamadan kendisini karakolda bulmasıydı. Bu koşulların hepsi aynı anda gerçekleşmemiş olsaydı, yarın öteki gün aldığı darp raporu ve Emniyet’e verdiği ifadeye binaen konu hakkında yazıp çizenlere yakıştırılan ifade yine şöyle olacaktı: “Maltepe Yalancısı.”

        KILIÇDAROĞLU’NUN ZİYARETİ

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğ- lu’nun, Maltepe’de saldırıya uğrayan başörtülü genç kızı ziyaretinde, “Hiç kimsenin kılığından, kıyafetinden, yaşam tarzından, inancından, kimliğinden ötürü ötekileştirilmesini istemeyiz. Herkes bu ülkede özgürce yaşayabilmeli, herkes bu ülkede huzur içinde yaşayabilmeli” şeklinde bir açıklama yapması yetersiz ama olumlu bir davranıştır. Saldırıyı güçlü bir ifadeyle kınaması gerekirdi. Ama meseleyi dert edinmiş olması anlamlıdır.

        Diğer Yazılar